Bürokrasi... diye düşündü, " insanı dişlileri arasına bir kere almayagörsün, un ufak etmeden bırakmaz. Rutin hayatı çürütür. İnsan son nefesini verirken ardında yaşanmamış yıllardan başka bir şey bırakmaz.
Doğanın bünyesindeki "çoğalma - yok olma - yeniden üreme" kısır döngüsünün yalnızca bir parçasıyız. Soruların sarmalında tüketiriz yaşamı. Sona ne zaman ve nasıl ulaşacağımızı bilmeden !..
Bir bilinmeyenin içinden doğar, daha da büyük bir meçhulün içinde yok oluruz. Doğanın diyalektiğini anlayamadığımız için, önce kendimize tanrılar yaratır, hayatın ikilemlerini sorgularken de, onlardan medet umarız. Garip olan da budur zaten !..