26 ayrı yazardan, 27 ayrı öykü içeren bir yapıt.
İstanbul’da geçen ve İstanbul’u hissettiren çok değerli öyküleri içeriyor. Eski İstanbul’u okuyorsunuz ama sanki değişen tek şey zaman da geri kalan her şey aynı gibi..
Özellikle canım
Tezer Özlü için alıp okuduğumu ifade etmeliyim. Düşüncelerini aktardığı, cümlelerini sıraladığı, özenle seçtiği kelimelerini içeren, O’na ait bir metni okuma ihtiyacıyla sarıldım kitaba. O’nun yazdığı bölüme bir an önce gelmek için çok sabırsızca çaba sarf ettim. Okurken de büyük bir burukluk hissettim. Sanırım O’ndan kalan son metni okumak içimi buruklaştırdı ve varlığına sarılırken yokluğunu hatırladım..
Çok değerli nostalji tadında bir kitap. Hepsi çok güzel ve değerli öyküler kesinlikle.
Ben en çok
Canım
“Gerektiği zaman, ne gerekiyorsa başına gelir, hayatın akışına karşı elinden bir şey gelmez, ona takılır gidersin, küçük kuşum. Senden istediğim de bu zaten. Hayata izin ver.”
Sayfa 56 - Doğan Egmont Yayıncılık - 1. BaskıKitabı okudu
Aslında, hayatta neyi bilebiliyoruz ki ?…
Tekâmül çizgimizi geliştirebilmek için yaşamın akıntısı içinden neyi süzebiliyoruz ? Gerçeğin ne denli yakınına ulaşabiliyoruz ?