9 Ocak 1950 tarihinde, Bursa Hapishanesinden. Mehmet Fuat'a yazdığı bir mektupta şunları söyler: "Saçlarım ağardı, suratım sürülmüş toprağa döndü, karaciğerim sızlar, siyatiklerim sızlar, yüreğim sancılanır, fakat şiirimde hala on dokuz yaşındaki Nazım Hikmet'im. Ve mezara indiğim gün dahi on dokuz yaşım cesedimin başında durup, "Aferin moruk, hep genç kaldın, hiç ihtiyarlamadın" diyebilecek"