"Hiç görmediğim, hiç tanımadığım şehirlerde, koskoca bir ülkede seni aramak..."
Sayfa 45Kitabı okudu
"Artık ölebilirim!"
Sayfa 151Kitabı okudu
"Onunla yaşamak, kimsenin olmadığı, ucu bucağı görünmeyen bir kütüphanede keyfince dolaşmak gibiydi."
Sayfa 95
Göz yaşlarım bunca yıldır akıp gitmek için onun göz yaşlarını beklemişti sanki...
Sayfa 83Kitabı okudu
"Dünyanın en huzurlu manzarasında kusursuz bir romanı soluksuz okuyor gibiydim."
Sayfa 87
Çok güzeldi..
Daha önce izlediğim filmleri anımsatmadı değil (Saklambaç ve Ghajini)filmlerdeki gibi bir olay yaşanıyor.
Başta adam normal sıradan biri gibi..
Ama ya bi iz ya bir günlük ile geçmişi okuyor-izliyorsunuz.
Adam aslında Alzheimer, şizofren...
Kitabı ilk okuduğumda ve okuru geçmişe götüren ayrıntıyı görünce tahmin etmiştim olacakları
Bir aşka,
Bir anne özlemine,
Bir baba öfkesine,
Sevdiği kadının babasına BABA deyişine şahit olacaksınız 
Bir Ömürlük Gün 
Mehmet Pekmezci
"Kim bilir belki de aşk, içinde şehvetten çok şefkati barındıran bir duyguydu."
Sayfa 90
"Tek üzüntüm mahallede maç yaparken, topu getiren çocuğun eve erken gitmesiydi..."
Sayfa 14
... sevilmeyi sevmekten daha çok sevdiğin için sevdiğini zannedersin. Oysa sadece zannedersin; çünkü aşkın bilinen bir sebebi yoktur."
Sayfa 35
“Ne garip! İnsan bazen ömrü boyunca ilk kez tamamlandığını düşündüğü an eksik hissediyor ve hayatta ne yaparsan yap yine de bir şeyler eksik kalıyor.”
"Daha seni dinlerken kafasında vereceği cevabı düşünen bir canlı tarafından tam anlamıyla anlaşılmak mümkün mü?"
Sayfa 26
"Ölmeyi arzulayınca ana karakterini öldüren biri yazarın yaşadığı türden bir rahatlamaydı benimkisi..."
Sayfa 24
"Bir insanı tanımanın en kolay yolu, okuduğu kitaplarda altını çizdiği cümleleri okumaktan geçiyor olabilirdi..."
Sayfa 11
Kim bilir belki de aşk, içinde şehvetten çok şefkati barındıran bir duyguydu.
Sayfa 90Kitabı okudu
İnsan bu dünyada aşık olduğu kadının göz yaşlarını görmeden acı çektim dememeli! O gece bunu öğrendim ben.
Sayfa 82Kitabı okudu