Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

mehmet

mehmet
@mehmetgly
junior editor at genc timas
“erkek olmak çok zor olmalıydı. ne zaman markete girsek dünyevi kadınlar her yerdeydi - sımsıkı şortları neredeyse etlerini kesiyor ve kısa tişörtleri fazla şey belli ediyor olurdu. gözlerimin önünde lauren sullivan’la bloguna koyduğu resminde tişörtünün askılarının altından çıkmış siyah sutyen kayışları canlandı. gördüğümü unutmaya çalışarak gözlerimi yumdum. dini bütün bir erkeğin yolculuğunun o kadar büyük bir kısmı bana ve ne giymeyi seçtiğime bağlıydı ki bu sorumluluk bazen beni dehşete düşürüyordu. cemaatteki erkeklerin bazen rahip garrett’ın tutkunun hapishanesi dediği şeyden kurtulmak üstüne konuştukları çalışma grupları düzenlediklerini biliyordum. öyle bir tutku hissetmenin nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum. - herhalde biz kadınlar gerçek anlamda tutku hissetmiyorduk.
Reklam
“neden her günün tadını çıkarmayı, biten bir yaşam öğretiyor? neden elimizde dünyadaki tüm zaman varken hayallerimizi yaşamak için zamanımızın bitmesini bekliyoruz? neden en sevdiğimiz insana onları son kez görecekmişiz gibi bakmıyoruz? eğer bunu yapsaydık, hayat daha canlı olurdu. o zaman hayat gerçekten ve bütünüyle yaşanmış olurdu.”
Sayfa 150
“Tüm sevgisini bana veren birinden nasıl nefret ederim?” diye düşündü Veronika; kafası karışmıştı, duygularına gem vurmaya çalıştı. Ama geç kalmıştı, nefret taşmıştı bir kez, kendi özel cehenneminin kapılarını sonuna dek açmıştı. Kendisine sunulan sevgiden nefret ediyordu, çünkü hiç karşılık beklemeyen bir sevgiydi bu, saçma, gerçekdışı, doğa yasalarına aykırıydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen birini sevmenin en iyi yolu, gitmesine izin vermektir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Bir babanız olabilir, eğer soran olursa Sizinle yaşadığını söyleyebileceğiniz. Etrafta olduğunu söyleyebileceğiniz. Banyoya giderken yanınızdan geçse bile Herkes gibi gidebilir. Babanızın etrafta olması, gerçekten etrafta olduğu anlamına gelmez.
Reklam
“Baksana,” dedi yarı uyur halde, “benimle tanışmadan önce nasıldın sen?” “Sanırım boğuluyordum.” Bir sessizlik. “Peki şimdi nesin?” diye fısıldadı, uykuya teslim olurken. Bir saniye düşündüm. “Su.”
Sayfa 232Kitabı okudu
Bütün bu süre boyunca kendime savaştan doğduğumuzu söylemiştim, ama yanılmışım anne. Biz güzellikten doğmuşuz. Kimse bizi şiddetin meyvesi zannetmesin, ama o şiddet, meyveyi delip geçmiş olsa da, onun tadını kaçırmayı becerememiş.
Sayfa 228Kitabı okudu
Özgürlük tamamen görecedir -sen bunu çok iyi biliyorsun- ve bazen hiçbir şekilde özgürlük değildir, sadece senden uzakta genişleyen kafestir, kafesin parmaklıkları mesafeden ötürü iyi seçilmese de hâlâ oradadır, nasıl yabani hayvanları doğa koruma alanlarında “özgür” bıraktıklarında onları aslında daha geniş sınırlar içinde kontrol altında tutuyorlarsa öyle. Ama ben o genişlemeyi yine de kabul ettim. Çünkü bazen parmaklıkları görmemek yeterli oluyor.
Sayfa 214Kitabı okudu
Unutma: Kurallar, tıpkı sokaklar gibi, seni ancak bilinen yerlere götürebilir. Yolların altında bir toprak parçası var -hep oradaydı- ve orada kaybolmak asla yanılmak demek değil, sadece daha fazla olmak demek.
Sayfa 189Kitabı okudu
Sonuna kadar kalmama izin ver, dedim tanrıya, o zaman ödeşmiş oluruz. İzin ver gölgemi ayaklarına bağlayayım ve buna arkadaşlık diyeyim, dedim kendime.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez diyorlar ama aslında sadece sevemeyecekleri kadar uzun sürmesinden korkuyorlar. Orada mısın? Hâlâ yürüyor musun? Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez diyorlar ve ben sana soyu tükenmekte olan bir türün sesiyle yazıyorum. İşin aslı şu ki bizi anlamadan ele geçirmelerinden korkuyorum. Neresi acıyor söyle. Sana söz veriyorum.
Sayfa 174Kitabı okudu
Her kar tanesinin birbirinden farklı olduğunu söylerler, ama kar fırtınası hepimizin üstünü aynı şekilde örtüyor.
Sayfa 171Kitabı okudu
İşte böyle anlarda, senin yanındayken, bizim asla yapamadığımız bir şeyi yaptıkları için kelimelere imreniyorum - öylece durarak, sadece var olarak kendilerini nasıl da bütünüyle ifade edebiliyorlar.
Sayfa 169Kitabı okudu
Çünkü sen hatırlıyordun ve hafıza ikinci bir şanstır.
Sayfa 158Kitabı okudu
Belki de aynalara yalnızca -ne kadar aldatıcı olursa olsun- güzellik aramak için değil, -gerçeklere rağmen- hâlâ burada olduğumuzdan emin olmak için bakıyoruzdur. İçinde hareket ettiğimiz avlanmış bedenin henüz yok edilmediğinden, kazınıp silinmediğinden emin olmak için. Kendini hâlâ kendin olarak görmek, yok sayılmamış insanların bilemeyeceği bir sığınaktır.
Sayfa 138Kitabı okudu
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.