Aliya;
Hayalleri olan bir çocuk,
İdealist bir genç,
Mücadeleci ruhunu asla kaybetmeyen bir önder.
Aliya;
Önce düşleyen, sonra düşünen, sonra düşündüklerini hayata geçirmek için var gücüyle çabalayan bir lider.
Üç milletin (Boşnak, Sırp ve Hırvat) eşit haklarla barış içinde yaşayacağına inandı. Bunu gerçekleştirmek için önüne çıkarılan her türlü
Mekanın cennet olsun Bilge Kral #aliyaizzetbegoviç
Sevgi Akduman in yazdığı #örnekinsanlardizisi 6 kitabıyla bitti. Kısa ,öz anlatımla haklı davaları ugruna adanmış destansı hayatlarını okurken bile yüreğim cız etti. Hakli davalarında zafer muhakkak Allah'tan ama zalimler için yaşasın cehennem demekten de kendimi alamıyorum...
Sıradan bir Boşnak ailesinde doğan koca yürekli Aliya. Aliya ailesi sayesinde dinine çok bağlı bir çocuk olarak yetişir. İçi merhamet, sevgi, şefkat dolu olan bir çocuktu. 15 yaşına girdiğinde okuduğu (komünizmi ve ateizmi aşılayan) bazı kitaplar ve yaşadığı şehir olan Bosna-Hersek'te komünizmin hâkim olması sebebiyle kafası karışır ve
"Bu kitap gerçek bir hayat hikayesi değil de hayal ürünü bir roman olsaydı, bazılarımız onu, kesinlikle çok abartılı bulacaktı...
Bilge Kral Aliya, sıradan bir Boşnak ailesinde doğmuş sıradan bir çocuktu. Fakat onu sıradışı yapacak sevgi ve merhamet dolu bir kalbi, cesaret ve kararlılık dolu bir karakteri vardı.
Daha çok küçük yaşından itibaren dinine sahip çıkmış ve büyüdüğünde de inandığı değerler uğruna her türlü fedakarlığı göstermişti.
Ülküsü ve inandığı dava uğruna Yusuf Peygamber gibi zindana düşmüş ve sonrasında ülkesinin lideri olmuştu.
Ömrü boyunca birçok acı, çile ve hasret ile imtihan olmuş ama hayallerinden hiçbir zaman vazgeçmemişti. Onun için bir sevda hatta gizli bir yara olan Bosna diyor, ona özgürlük getirmek istiyordu. Bunu da sevgisi ve emeği ile başarmış ülkesine bağımsızlığını getirmişti.
Bilge Kral sadece kendi hayatı için yaşamış olsa sadece 78 yıllık bir huzur yakalayabilirdi. Ama o milletin kaderi için çalışmayı tercih etmiş, bütün Boşnaklar'ın mutluluğunu kendi mutluluğuna tercih etmiş ve böylece sonsuz saadetin kapılarını aralamıştı. İşte hayat böylesi kutsal bir amaca hizmet edince kıymetleniyordu. Çekilen elemler de er ya da geç son bulup geriye lezzet veren dakikalar kalıyordu. İşte Aliya'da hakka yürürken yüzünde elemlerden geriye kalan o lezzetin tebessümü vardı."
Mekanın cennet olsun Bilge Kral
Avrupanın ortasında Bosna Hersek ' i kuran mertçe yaşayıp mertçe ölen , ben asıl sevgilime ( Allah'a) ölünce kavuşacağım diyen tek güvencemiz Türklerdir diyen Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç mekânın cennet olsun...
Bir devlet lideri düşünün..
hayatı onurlu mücadelerle geçmiş, dava sahibi, vatanı milleti uğruna nice bedeller ödeyen..otoriteye itaat etmiş inanmadığı yasaları asla benimsememiş, son yüzyılın en önemli Müslüman düşünürü “Bilge Kral” sıfatını sonuna kadar hak eden bir devlet adamı Aliya İzzetbegoviç.
Yazarın okuduğum ilk kitabı.
Aliya’nın kendine özgü değerlendirmeleri, farklı kültürler ve inançlara nesnel yaklaşımına, ve entelektüel birikimine olağanüstü hayran kaldım.
Kitabı okuma seyrini uzatmak istedim, çünkü kitabın
her cümlesini sindire sindire okudum.neredeyse her sayfasından notlar alıp, her satırı oldukça düşündürmeye sevk etti beni..ve bu eser bakış açımı değiştirdi.
Kitap, din,felsefi,tarih,siyaset,sosyoloji, vb. kavramları içeriyor.
Başlangıçta evrim yaratılış, meteryalizm (maddecilik) batı düşüncesini ele almış yazar.
Diğer bölümde ise; müthiş ufuk genişleten cümleleriyle tamamen İslam’a ayırıp
kitabı şöyle bir sükunet cümleyle bitiriyor;
“Ey teslimiyet! Senin adın İslam’dır.”
Mekanın cennet olsun Bilge Kral..