Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

melekyoona

En sona Shim Cheong kalmıştı. Beni kollarına aldı. "Mina," dedi. "Teşekkürler. Her şey için teşekkürler." "Hayır," dedim. "Asıl ben sana minnettarım." Karşı çıkacak gibi oldu ama ona daha sıkı sarıldım. "Hikâyen tekrar tekrar anlatıl­dı, senin dışında herkes tarafından. Denize Joon'u kurtarmak için atlamış olabilirim ama bana cesaret vereni senin tereddüdündü. Herkes ve her şey seni Deniz Tanrısı'na, seçmediğin bir kadere doğru iterken sen geri dönüp kendinin ne istediğine baktın. İşte bu yüzden benim gözümde Deniz Tanrısı'nın asıl gelini sensin. Kendini kurtararak dünyayı kurtaran o kız."
Reklam
Öfkeme hakim olmaya çalışarak içimi çektim. ‘Belki bir gün umursamaz maskenin arkasında saklanmak yerine, dünyaya gerçek seni gösterme fikrine kendini açarsın. Hayat, incinmekten korkarak, kim olduğunu saklamak için çok kısa. Aynı senin gibi birine bir şans daha vermek için çok kısa olduğu gibi.’
‘Burada olmamalısın’ dedi Bourne homurdanarak. ‘Neden? Bu kulübün bir üyesiyim ve sahiplerinden birinin eşiyim’ diye yanıt verdi. ‘Senin durumunda bir kadına uygun bir yer değil.’ Diye devam etti Bourne. ‘Ah Tanrı aşkına. Gebeyim Michael, yatalak değilim. Hem Pippa da burada’ Markiz hamile olan kontesi işaret etti. ‘Cross karısını benim kadar sevmiyorsa, bu benim suçum değil’ dedi. Cross ona kaşlarını çatıp ciddiyetle karısına döndü. ‘Seni çok seviyorum’ dedi.
Sayfa 210

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“…..O insanlar, düşünülemeyecek kadar uzak o geleceklerin insanları bizim için ne düşünür? Bir şeyi biliyorum: Fetihlerin ve köleliğin zalim gerçeklerini istemezler. Erkeklerin ve oğlan çocuklarının katledildiğini, kadınlarla kızların köle alındığını duymak istemezler. Bir tecavüz kampında yaşadığımızı bilmek istemezler. Hayır, bambaşka, daha yumuşak bir şeyi tercih edecekler. Bir aşk hikayesini belki?”
Sayfa 318