Kore Savaşı sırasında, Çinlilerin, esir aldıkları Amerikan ve Türk askerlerine uyguladıkları "beyin yıkama" yöntemleri ve aldıkları sonuçlar üzerindeki bir araştırma da konumuz açısından ilginçtir. Çinliler, ilk aşamada, esir askerlerin içinde bulundukları grubun yapısını bozup bireyleri grup desteğinden yoksun bırakıyorlardı. İkinci
Devlet savaş açmış. Düşman sınırda, şehitlerimizin kemiklerini, topraklarını çiğnemeye çalışıyor. Hiç nasıl olur ki düşmanın silahı vatana çevrilsin de karşısında önce benim göğsümü bulmasın? Hiç nasıl olur ki vatan tehlikede bulunsun da ben evimde rahat oturayım? Hiç nasıl olur ki devlet yerinden oynasın da ben mıhlanmış gibi burada kalayım? Hiç nasıl olur ki vatan sevgisi bugün her şeyden mukaddes olsun da ben yalnız senin sevginle uğraşayım? Hiç nasıl olur ki dünyada her şeyin ilerlediğini bilip dururken ben babamdan, ecdadımdan aşağı kalayım? Vatan! Vatan! Vatan tehlikede diyorum, işitmiyor musun?
İhtiyacın doğurduğu kral tahtlarını bilim ve sanatlar güçlendirmiştir. Ey dünyanın egemenleri! Sanata yeteneği olanları sevin, sanat için çalışanları koruyun. Ey uygar milletler! Bilimleri ve sanatları besleyin. Ey mutlu köleler! O sizin özene bezene ortaya serdiğiniz kibar ve ince zevki onlara borçlusunuz. Aranızdaki ilişkileri pek tatlı, pek kolay bir duruma getirin, o yumuşak huylarınızı, uygar şehir âdetlerinizi, kısacası hiçbir erdeme sahip olmadan bütün erdemlere sahipmiş gibi görünmek ustalığını onlar sayesinde elde ettiniz!
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu