Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

bhmflzf

bhmflzf
@memento_mori
DİKKAT! Kitap,film ve müzik aşığı;felsefe,ekonomi, sosyoloji ve siyaset bilir, şiir sever. Çok düşünüp az konuşur. Kendini devirmeye çalışan bir beşer. Yola meftun bir yolcu.
Her şeyi öğreneceksin. Her şeyi bileceksin. Daha çocuksun. Kundaktaki bebe ne kadar biliyorsa sen de hayat hakkında o kadar biliyorsun. Okul bir şey öğretmez. Tembellikten başka bir şey öğretmez. Öyleyse okulu bırak da herkes gibi tavada piş.
Sayfa 61 - Metis Yayınları
Reklam
Göğsünü toprağa her koyduğunda yerin kalbini, sanki cehennemin en derinliklerinden hareket ediyor ve sarp bir yolu yara yara ışığa doğru ilerliyormuşçasına hissediyordu.
Sayfa 7 - Metis Yayınları
İdeoloji sistematik bir düşünceler, tavırlar, değerler ve algılar bütünüdür. Aynı zamanda toplumsal bir grubun kolektif görüşleri, tavırları, duruşları ve dogmaları anlamına gelir. İdeoloji hem genel hem de spesifiktir. Görünür ve görünmez. Bilinçli de olabilir ama çoğu zaman bilinçsizdir. Her yere yayılır ve insan varoluşunun her bir noktası üzerinde etkisi vardır.
Sayfa 97 - Literatür Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Film kuramının ve aynı zamanda bu kitabın büyük bir çoğunluğu seyirci ile ilgilidir. Bir film incelenirken, sanki film, algılanma sürecinden bağımsız bir şeymiş gibi, çoğu zaman seyirci unutulur. Film, seyircisi olmadan hiçbir şeydir. Tıpkı tiyatro gibi, film de bir seyirci için tasarlanır, onlar olmadan hiçbir anlamı yoktur. Film kuramı, seyirciyi tekrar denkleme sokmayı mecbur kılar. Seyirci çok değişken bir topluluktur, fakat en azından var olduklarının farkında olmamız gerekir.
Sayfa 47 - Literatür Yayınları
Kamera bir şairin gözü gibi kullanılmadığı sürece, bir film asla yeterince iyi olamaz.
Sayfa 26 - Literatür Yayınları, Orson Welles
Reklam
Görme, konuşmadan önce gelmiştir.
Sayfa 14 - Literatür Yayınları, John Berger
Demek ki, şimdi gördüğüm her şeyin yanlış olduğunu varsayıyor, hiçbir şeyin asla yalanla dolu belleğimin bana gösterdiği şey olmadığına kendimi inandırıyor, hiçbir duyu yetimin olmadığını varsayıyor, cisim, biçim, yayılım, devinim ve yer gibi şeylerin, kendi zihnimin uydurmaları olduğuna inanıyorum. Öyleyse neyi doğru sayabileceğim? Belki de dünyada kesin bir şey olmadığından başka hiçbir şeyi.
Sayfa 116 - Alfa, Descartes
...kesin olan tek şey, dünyada hiçbir şeyin kesin olmadığı mı?
Sayfa 116 - Alfa
Bir kez daha tekrarlamakta yarar var: Bir kez felsefi olarak düşünen herkes aslında zaten filozoftur. İnsan çorap satın alırken felsefe yapar mı? Hem de nasıl? Geçenlerde bir mağazadan yüzde yüz pamuk çorap alırken bir kadın arkadaşıma rastladım. Bazen konuşmanın seyrini belirleyemezsiniz, sanki bir şeyler sizi derinlere çeker. Ve işte o zaman perde! Sahneye "felsefe" girer. Arkadaşım o çorapların arasında çok genç üç arkadaşını kanserden kaybettiğini anlatmaya başladı. Bu olayların ona sordurduğu sorulara bakalım: "Hayatın ve ölümün anlamı nedir?" "Bütün bu koşturmalar, bu didinmeler ne için?" Bu sorular üzerine konuşmaya başladık. Eğer bu felsefi bir söyleşi değilse, başka hiçbir şey felsefi söyleşi olamaz.
Sayfa 73 - Alfa
Nietzsche'nin dediği gibi: "Bir düşünür olmak her günün en az üçte birini tutkular, insanlar ve kitaplar olmadan geçirmiyorsa, biri nasıl düşünür olabilir ki?
Sayfa 76 - Alfa
Reklam
Ya çok uzak bir galaksideki bir gezegende yer alan şu bodrum katındaki laboratuvarlardan birinin rafında duran özel bir sıvıyla dolu bir kavanozdaki beyinseniz? Neden uzak bir galaksi olsun ki? Aslında şimdi bulunduğunuzu düşündüğünüz yerden birkaç yüz metre ilerideki bir laboratuvarda duran kavanozdaki bir beyin olabilirsiniz. Belki de bir bilimsel deneyin bir parçasısınız. Bir grup çılgın bilim insanı "derin devlet"in deneylerinden birini yapıyor. Dünyaya dair tüm farkındalığın aslında beyninin dış korteksine bağlı bir dizi elektrotla sağlanıyor. Sen bir kütüphanede kitap okuduğunu ya da bir yaz günü parkta çiçekler arasında uzandığını sanıyorsun. Oysa sadece bir beyin salamurasısın. Beyninin bağlı olduğu süper bir bilgisayar, beynine gönderdiği elektrik sinyalleriyle seni gördüğüne, kokladığına, işittiğine, dokunduğuna inandırıyor. Seni sıcağı ve soğuğu hisseden, acıkan, susayan, zevk ve acı duyan bir bedenin olduğuna inandırıyor. Sen her şeyi gerçek gibi yaşıyorsun. Gerçek bir yemek yediğini, üşüdüğünü, bir sokakta gezdiğini sanıyorsun. Her şey gerçek gibi, ama gerçek değil. Belki de çok çok uzak geçmişte kaldı gerçek. Çok ama çok küçüktün bütün bunlar olduğunda. Beyninin tıpkı bir cevizin kabuğundan çıkartılması gibi kafatasından çıkartılmadan önceki o artık hatırlayamadığın kısa zamandan başka hiçbir zaman gerçek bir şey yaşamadın belki de.
Sayfa 84 - Alfa
Neyin gerçek olduğu konusunda asla kesin olarak emin olamazsınız. "Gerçeklik" terimi bir yere demirleyemeyeceğiniz ve gerçekten neye atıfta bulunduğunu bilemeyeceğiniz kadar kaygan bir terimdir.
Sayfa 91 - Alfa
Altın ortayı bulmak için insan, yaklaşımlarında bir denge tutturmalı, ne ifrata ne tefrite kaçmalıdır.
Sayfa 65 - Alfa
Aristoteles bir erekçiydi; doğadaki her şeyin bir telos'u, yani gerçekleştirmeye çalıştığı bir gayesi olduğunu düşünüyordu.
Sayfa 64 - Alfa
Hayatı dengeyi gözeterek, varoluşun bir alanını abartarak diğer alanından mahrum kalmadan sonuna kadar yaşamak gerek.
Sayfa 64 - Alfa
5,6bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.