"Onların mı semaların ve yerin mülkü? Ve aralarındakilerin? Yükselsinler çeşitli araçların içinde semalara."
Em lehum mulkus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ, felyertekû fîl esbâb
38/SAD SURESİ; Ayet: 10
Ayetin birebir çevirisi böyle... Bütün meallerde aynı çeviriyi rahatlıkla görebilirsiniz. Kesinlikle kendi yorumumu katıyor değilim. Açıklamaya bile gerek görülmeyecek nitelikte olup kolayca anlaşılabilen bu ayet, gökyüzündeki seyahatten bahsetmiyor mu?
Gönül ikliminde kalp kışı yaşıyorsa, mevsimlerden yaz olsa neye yarar ? Gözü karanlıktaysa gündüz güneşinde yüzüne vuran ışıktan bi haber ? Değil mi ki gönül ancak rayihasında kendini bulduğu bir ruhta güneşi doğurmaya yeter. ancak o vakit hakikatı görmeye kalbi yeterdi. Kalp hakikatı arar, göz ait olduğunu. İnsanın karanlığı içinde atamadığı eksikliğidir. Evvela o tamam olmalı. Yoksa güneş içinde açsa ne fayda !
Senin kış dediğini merhem edip, ateşini söndüren var. Kış dediğini yaz, yaz dediğini kış gören var. Ateşin bile üşüyeni var. Gözü karanlıktaysa insanın, aydınlığa hasreti ne için var? İnsanın eksikliği sanma yârdandır, seni tamamlamayan yârın, elbet bir baharı var..