''Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir.''
“Kendimizle iletişim içinde bir dolu yargıyı, eleştiriyi, gürültüyü, kırgınlığı aşmak gerekiyor. Koşmak yerine durmak, geçmek yerine seyretmek, hep konuşmak yerine dinlemek…”
Dostoyevski, “Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık” der, Yer Altından Notlar’da…
“Dertlerinin dermanı benliğinde ve yaşadığı musibetlerde yatan insanın, fıtratını keşfetmesi ve kendini tanımasının yolu kuşkusuz kederlerden de geçmektedir.”