Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meryem Keçe Ağgül

Sabitlenmiş gönderi
Ben kendim iyi insan olmayı isterim fakat kötü olanlara da hayretle bakmam. Hatta kızmam bile, ancak kötülükleri bana taalluk ederse kendimi müdafaa ederim. Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler.
Reklam
"Koy, mehtap âlemleri yine o mehtap âlemleri, zevk ve sefalar yine o zevk ve sefalar olsun. Benim şarkım söylenip bittikten sonra bütün bunların ne hükmü var?"
190 syf.
·
Puan vermedi
Hep O Şarkı
Hep O ŞarkıYakup Kadri Karaosmanoğlu
8.2/10 · 3.298 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Annemin onca şefkat gösterdiği bu bedeni niye delik deşik etmek istiyorlar?"
Reklam
"Dünyada iyi insan kötü insan diye bir şey yoktur. Herkes birbirini kendi egosunun çatlaklarından izler, hayat bir yanlış anlamalar bütünüdür."
Kiliseye girdim. Bir köşeye çekilip, yemek yemek gibi bedensel bir zevke kapıldıkları için Tanrı'dan af dileyen çılgın keşişleri izledim. Hayata karşı bir din olabilir mi, diye düşündüm. Tek tanrılı dinlerin hepsinde bulunan bu "zevk düşmanlığı" gözüme daha da tuhaf göründü. Doğa, canlıların temel gereksinimleri için bir "zevk" katmış işin içine. Kendini beslemek, çocuk yapmak, soyunu sürdürmek gibi en temel işlevleri zevk haline getirmiş. Bu keşişler ise doğaya karşı çıkarak onun zevk haline getirdiği şeyi tersine çevirmeye çalışıyorlar.
Derin derin nefes alıp veriyor, huzur içinde yatmakta. İnsanlar en önemli işleri yatarken yapar diye düşünüyorum. Yatarak doğar, yatarak büyür, yatarak ürer, yatarak iyileşir, yatarak dinlenir, yatarak doğurur ve yatarak ölür. Ölüm sonrasında ise hepten yatar. Bütün bunlar yataysa, geriye dikey olarak ne kalıyor ki zaten! Homo erectus hali, bize omurga ağrıları veren geçici bir haldir olsa olsa. Yoksa öyle değil mi? Yatay haldeki bütün etkinliklere; dünyaya gelmeye, bir süre sağ kalmaya, dünyaya getirmeye ve her şeye anlam katan diklenme hali mi? Hayata diklenmek, direnmek, mücadele etmek.
Kırda büyümemiş kent çocukları için ağaçların birbirinden farkı yoktur ki.
282 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle Nora Seed, kök yaşamımızı, yaşayamadığımız farklı hayatların yasını tutarak geçirmememiz gerektiğini öğrettiğin için teşekkür ederim. Hayatınızın herhangi bir evresinde depresyon süreci yaşadıysanız kitap zaman zaman tetikleyici olabiliyor fakat kitabın anlatımı(benzetmemin tuhaflığı için özür dilerim), şiddetli baş ağrısı çekiyorken ağrı kesici içip sonra uyuyakalmış, çeşitli rüya görmüş ve baş ağrısının tamamen geçtiği, dinlenmiş şekilde uyanmış olma hissi veriyor.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155bin okunma
Reklam
"Benim en sevdiğim taş, kaledir," dedi sonra. "Ona dikkat etmen gerektiğini düşünmezsin. Dürüst bir taştır. Gözünü vezirin, atın, filin üstünde tutarsın çünkü onlar içten pazarlıklıdır. Ama çoğu zaman kaleye yenilirsin. Dürüstlük her zaman bizim zannettiğimiz gibi bir şey değildir."
Nora'nın babası zor adamdı, bu bir gerçekti. Yüzmeyle ilgili olmadığı sürece, Nora'nın yaptığı, istediği ve inandığı her şeyi sonuna kadar eleştirmesi bir yana, Nora yalnızca onun hayatında var olarak bile görünmez bir suç işlemiş gibi hissederdi kendini. Babası ragbi kariyerini yarıda kesen çapraz bağ yaralanmasından beri evrenin ona karşı olduğuna cidden inanmıştı. Nora da onun için evrensel planın bir parçasıydı, en azından öyle olduğunu hissediyordu. Otoparkta yaşanan o andan sonra kendini gerçekten de babasının sol dizindeki sancının bir uzantısı gibi hissetmeye başlamıştı. Yürürken hissettiği o ağrının.
"Yüzme yarışlarını kazanmaya başladığım anda fark edildim ve fark edilmeyi hiç istemiyordum. İnsanlar yalnızca beni fark etmemiş, tam da insanın vücuduyla sorunları olduğu bir yaşta beni mayoyla görmüşlerdi. Biri omuzlarımın erkek omzu gibi olduğunu söylemişti. Saçma sapan bir şeydi ama saçma sapan olan bir sürü şey vardı ve o yaşta insan hepsini çok ciddiye alıyor. Ergenlik döneminde görünmez olmak çok işime gelirdi. Bana 'Balık' derlerdi. İltifat olsun değil. Çok utangaçtım. Okul bahçesinden kaçıp kütüphaneye gelmemin nedenlerinden biri buydu. Küçük bir şey gibi görünüyor ama böyle bir alana sahip olmanın bana cidden yardımı oldu."
"Ama Volts'un zaten ölmüş olduğunu bildiğiniz bir hayata beni neden gönderdiğinizi hala anlayabilmiş değilim. Söyleyebilirdiniz. Kötü bir kedi sahibi olmadığımı söyleseniz yeterdi. Neden söylemediniz?" "Çünkü Nora, bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır." "Çok acımasızca."
"Yani artık bir kediye bakmayı bile beceremediğini düşünmüyorsun. Sen ona bakılabilecek en iyi şekilde baktın. Sen onu ne kadar seviyorsan, oda seni sevmişti ve belki de ölümünü görmeni istemedi. Biliyorsun, kediler anlar. Zamanlarının geldiğini bilirler. Voltaire dışarı çıktı çünkü öleceğini biliyordu."
450 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.