Baba ne kadar haksız da olsa, oğul, onun rızasını tahsil etmeye mecburdur. Oğul da ne kadar serkeş de olsa, baba, şefkat-ı fıtriyesini ona karşı esirgemez ve esirgememeli.
Konuşması tükenmiyor. Başkasının düşüncesi onunkini bir an için olsun durdurmuyor; top patlasa onu yolundan uzaklaştıramaz. Onunla konuşmaya yeltenmek için, onu susturmak zorunda kalırsınız. Tümcenizin bitmesini saygıyla bekler, hiçbir şey söylememişsiniz gibi bıraktığı yerden, aynı sözcüklerle yeniden konuşmayı sürdürür” Andre Gide.
Başladığım yere geri döndüm az önce. Öznesi olduğun cümleleri doldurup da bavula, hiç gelmemiş bir treni yolcu ettim yüreğimden. Çekildim içimin en kuytu yerine şimdi, yanıbaşımda yalnızlığım, senden sonra kalan sessizliği dinliyorum.
İnsanlar sürekli olarak neyseler o mudurlar, yoksa tıpkı sessiz filmlerdeki gibi hafifçe titreyen imgeler çok çabuk birbirine eklendiği için bize süreklilik duygusu mu verirler?"