Sen duyabilir misin mısralardaki çığlıkları ,
Sökebilir misin beyninden nakış gibi işlenilen ölümsüz hatıraları ?
Hiçbir hayal üşütmez sevdalılarını sarar sarmalar hicranla yananları ,
Renkli gözyaşları eşlik eder bir şefkatli şemsiye olur çocuksu yağmurlara ...
Nice aşklar hüzne sarılır ta yürekten, İbrahim misali dualarla ,
Herkes anlayamaz mısra boşluklarında kalmış bir aşkın hüzne çalmış kelimelerini ,
Anlayabilmek için ancak Mevlana ve Şems olmak gerek,
Sonsuzluğa uğurlanma vakti gelen o ateşe pervane olan yürekleri ,
Siyaha dönüşür üşüyen parmak aralarını dolduramayan elleri ...
Nice yalnızlıklar, siner, mısraların ve kelimelerin arasına ,
Sonra geçer aynanın karşısında bana sorar, ben varken, Leyla burada olur mu, diye ,
Sen sarılabilir misin , sevdiğinin yerine, dizelediğin bu gizemli mısralara ?
Ve Kays, Mecnun olup , kavrulurken yüreği gibi çöllerde, Leylasına der,
Sen, anlayabilir misin, mısraların dilinden? ,
KK