"Şehit ne vakitleri geliyor?" "Gece yarısından sonra." "Şehit düştüğü asker urbasıyla." Saf adam o kadar itminanla söylüyordu ki iddia ettiği kanaatin yalnız dilinde değil,kalbinde de kuvvetli bir imanla titrediğini hissediyordum. Bu ihtiyar köylü ,yalan söylemiyordu. Fakat şüphesiz o aldanmıştı. Ben ,münevver bir şehirli, o kadar kolay aldanamazdım. Köylü nasıl aldanmış,aldatılmıştı? Ne yolda bir vaka karşısında kalıp da garabeti geçemeyecek böyle yanlış bir zehaba kapılmıştı?
Sayfa 39 - EverestKitabı okudu
141 öğeden 181 ile 141 arasındakiler gösteriliyor.