Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mir

Hiç kimsenin yararlanabileceğinden fazlasını tekeline alma hakkı yoktur; milyonlarca insan açlıktan ölürken, zenginlerin yoksullara verdikleri şeyler, kusursuz bir iyilik değil, kusurlu bir haktır. Shelley' in 'Haklar Deklarasyonu
Reklam
Umutsuzluğa kapıldığımda, tarihi düşünürüm. Hakikatin ve sevginin daima galip geldiğini hatırlarım. Her zaman zalimler ve caniler olmuştur; bir süre için yenilmez görünebilirler. Ama sonunda hep yenilirler. Gandhi
Gençlikte, ölümsüzmüşüz gibi yaşarız Fanilik kavramı tenimize değen narin, kağıt bir kurdele misali etrafımızda raks eder. Hayattaki bu değişim ne vakit olur? En nihayetinde, kurdele ne zaman bizi boğacakmış gibi sıkılaşır? Night Train to Lisbon 2013

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hangi şair yazabilir şahinlerin gök mavi semalarda süzülüşünü? Belki sarp bir kayalıkta ürkek, tedirgin biraz da saldırgan halini yani içgüdüsel yansımalarını. Bir de kanatlanır ya uçurumun kenarına, yazacak bir şey kalmaz yazana çünkü semalardaki duyguyu ancak kanatlananlar anlar yükseldikçe arşa doğru.
Bedîüzzamân Molla Saîd-i Kürdî'nin Nesâyihı
Ey Kürdler! İttifâkda kuvvet, ittihâdda hayât, kardeşlikde saâdet, hükûmetde selâmet vardır. İttihâd halatını ve muhabbet şerîdini sağlam tutun, tâ sizi belâdan kurtarsın. Güzelce kulak verin, size bir şey söyleyeceğim:   Biliniz ki üç, üç cevherimiz var, bizden muhâfazalarını isterler.Biri İslâmiyet ki, bin binler şehidlerin kanıdır ona bahâ verilen. İkincisi insâniyet ki, halkın (hâricin) nazarında kendimizi aklî hizmetle, civanmerdâne ve insâniyetçe dünyâya göstermeliyiz. Üçüncüsü milliyetimiz ki, bize meziyeti veren odur. Bizden öncekiler ki iyilikleriyle sağdırlar, sa‘yimiz ve hıfz-ı milliyetimizle onların rûhunu kabirlerinde şâd etmeliyiz.   Bunun ardından, üç düşmanımız vardır, bizi harâb ediyorlar. Biri, fakirlikdir, İstanbul'daki kırkbin hammâl bunun delîlidir. İkincisi, cehâlet ve okumamışlık, ki içimizden binde birinin «gazete» okuyamayışı bunun delîlidir. Üçüncüsü, düşmanlık ve ihtilâfdır ki, bu adâvet, kuvvetimizi kaybettiriyor, bizi de terbiyeye müstehak ediyor ve hükûmet de insafsızlığından bize zulm ediyordu.   Bunu işittiyseniz biliniz çâremiz şudur ki: üç elmas kılıcı elimizde tutmalıyız, tâ ki, üç cevherimizi elimizden etmeyelim, üç düşmanımızı üzerimizden kaldıralım!. Ve birinci kılıç, maârif ve okumadır. İkincisi, ittifâk ve millî muhabbetdir. Üçüncüsü, insan kendi işini kendi nefsi yapsın ve sefiller gibi başkasının kudretinden ümîd etmesin ve bel bağlamasın. Son vasiyetim: okumak, okumak, okumak ve el ele vermek, el ele vermek, el ele vermek.
Reklam
Kula min a kambax dîsa serî hilda. Dostino! Nexweş im ez. Wekî agirê Zerdeşt giş bûme pêt. Yarino! Dilateş im ez. Ne kaş dibêjim, ne çiya, ne deşt, ne newal. Serqot û pêxwas diçim, ber bi armancê, bi gîhanê dimeşim ez. Nizanim, ji hev nayînim der. Çi rêyeke ecêb e? Rojekê dibim Ristem; dilhişk, kezebhesin im, qey keleş im ez. [Osman Sebrî, Cide 1933
İnsan bireysel ve fikri düzlemde; önce kendi zihninde, ayrımcılığın her türüne ait izlerini bulup temizlemedikçe, en azından vicdanında mahkûm etmedikçe toplumsal arınmanın gerçekleşmesi mümkün olamaz. Aksi durumda; herkes maskeler takmaya, kendi maruz kaldığı ayrımcılığı gündeme taşımaya, onun üzerinden bir teoloji ve siyaset üretmeye devam eder. Ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel anlamda güçlü olanlar, daha az güçlü olanları, onlar da daha az güçlü olanları, yani her kişi, grup veya zümre kendinden zayıf olanı ötekileştirip dışlayarak ayrımcılığı egemen kılmaya devam edecektir. Bu çerçevede her birey ve grup konjonktüre uygun yapı ve gruplarla ortaklıklar kurarak kendisine yapılan ayrımcılıkla mücadele ederken yeni ayrımcılıklar üretmeye devam edecektir.
kilittir vurulan bu mahcup bedduama: üfle: suretimi gitmelere bırak cesedimin de saçları dağınık kalsın. ah! nedense herkes benzer kendi ülkesine
'Bu yollar sabrımızı ölçmek içindi ancak ben su kıyısında susuzluk çekmekten yanaydım; meyhanenin kapısını kirpikleriyle süpüren sevgili yerine rindlerin yarasını bela ile iyileştirenlerden yanaydım. O, aşkın sırrı olarak göz yaşlarını da bir yol sanıyordu ve gönülde gizli kalanın alemde saklı kalacağını söylüyordu. Bense, gözyaşlarını içine akıtanlardan yanaydım, acısını bir gölge gibi kalbinde taşıyanlardan...' İXB
Muhakemem
Davacı olmuş gönlüm benden. Yargı-lanıyor-um. Yüce vicdan mahkememden. Karar bekliyorum. Gereğini düşünmeden vicdanım, İnfaz ediliyor cezam. Görüyorum adaletin azabını, Acı çekerek - hüzünlenerek. Anlyorum Josef K.yı. Beraatimi umud ederek. M.T.
Reklam
İnsanın milyonlarca yıllık tarihi, kendisini diğer insanların barbarlığından korumasının hikayesidir.
İşgâli altında bilinmezliğin, Vurulmuş prangalara; Gönlüm, hissim, kalbim. Ve ben kaybolmuş, Hapsolmuş, mahvolmuş. Bir bilinmezliğin zindanında. Takatsizlik hakim; Direnişe, dövüşe, savaşa. Bitmeli yüreğimdeki bu karmaşa. Ve ben korkmuş, Sevinmiş, meyus. Ölümün getireceği özgürlük karşısında. M..T..
Modern eğitim kurumları başından itibaren homojen, disiplinli ve verimli bir ulus yaratmanın etkili araçlarından biri olarak görülmüştür. İlköğretimin zorunlu hale getirilmesi, modern ulus devletlerin doğuş tarihine tekabül eder. Resmi devlet ideolojisini kitlelere benimsetmek, kapitalist üretim çarkının kalifiye insan ihtiyacını karşılamak, farklı sınıfsal, dinsel ve etnik kimlikleri hayali ulusal cemaatin gövdesine dâhil ederek asimile etmek ve topluma ayak uyduramayanları tespit etmek modern eğitimin vazgeçilmez ilkeleri olmuştur. İtalyan devlet adamı Massimo d’Azeglio’nun otobiyografisinde belirttiği “İtalya’yı kurduk şimdi sıra İtalyanlarda” sözü, tüm ulus-devletlerin eğitim politikalarının amacını özetleyen bir itiraftır.
“Kulak verdiğimiz seslerde artık susmuş olanların yankısı vardır.” Walter Benjamin
Ziya Gökalp'in, “Kızıl Elma”, “Turan” fikirlerine karşı Bediüzzaman Said-i Nursi'nin tarihi ayarı; ''Kürdüm diye ta'n etme beni Ben de kibarım Bir kelle soğanı Bin kızıl elmaya değişmem''
Hazreti Pisagor ve müminlerinin görüşlerine göre matematik yalnız müziğin değil, aynı zamanda evrenin de temel ilkesidir. Müzik sesleri ve ritimler sistemi, evrenin ahengini temsil eden ve onun izdüşümü olan sayılarla düzenlenmiştir.
Reklam
Matematik, aklı da içeren bir dille ilahi bilgeliğin yorumudur. O, kainatı hareket ettiren iradenin simgelerle ifadesidir. Diğer bütün girişimler özdeki çıplak iradeyi çarpıtırken matematik bize onu doğrudan deneyimleme imkanı sunar. Müzik bile onun elbisesidir.
Engels'in dediği gibi "tıpkı bir krallıkta olduğu kadar 'demokratik' bir cumhuriyette de, devlet ‘bir sınıfın bir başka sınıfı baskı altında tutmasına yarayan bir makineden başka bir şey değildir.
Walter Benjamin, Moskova Günlükleri'nde "İnsan yalnızca mumlarla aydınlanan bir evde, elektrik ışığı olduğu halde santrali sürekli arızalanan bir yere oranla çok daha tedariklidir" diyor. Halkın aydınlardan yoksun oluşu, aydın taklidi yapanlara sahip oluşundan daha iyidir.
Bi ya min ew demek e seeteke din çerx dibe li ber dilê min, kar qedîya ma Şehmûz Kûrt. Yek ji nişke va seetê dipirsît, dibêjimê nîne, nîne me ji vê çirkê, ji vê deqê, ji vê seetê, nîne me ji vê rojê, ji vê heftê, ji vê heyvê, nîne me ji vê salê, ji vê dehsalê, ji vê sedsalê, nînê me ji vî 'emrî pêvatir 'emrek!
JÎYANA MİN BÊ NAN DIBE, LÊ BÊ AZADÎ NABE !!! [[ MELA SAÎD ]]
Ey Kürt Halkı! İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, kardeşlikte saadet, hükümette saadet vardır. İttihat bağını ve muhabbet ipini güçlü tutun. Ta ki sizi beladan kurtarsın. Bana iyi kulak verin, size bir şey söyleyeceğim; Biliniz ki, korumamız gereken üç cevherimiz vardır; Birincisi: İslamiyettir ki, binlerce şehidimizin kanı pahasına olmuştur. İkincisi: İnsaniyettir ki, halkın nazarında akla uygun hizmetle yiğitliğimizi ve insanlığımızı bütün dünyaya göstermeliyiz. Üçüncüsü: Milliyetimizdir ki, bize meziyet vermiştir. Bizden öncekiler iyilikleriyle yaşıyorlar. Kendine yetebilen, milliyetini koruyup onların ruhlarını kabirlerinde şad eder. Bundan sonra bizi perişan eden üç düşmanımız vardır; Birincisi: Fakirliktir ki, İstanbul’daki kırk bin hammal buna delildir. İkincisi: Cehalettir ki, binimizin bir gazete okuyamaması bunun delilidir. Üçüncüsü: İhtilaf tır ki, kuvvetimizi kaybettiriyor, bizi terbiyeye müstehak kılıyor ve hükümet de kendi insafsızlığından bize zulmediyor. Eğer bana kulak verdiyseniz, iyi bilin ki, bizim çaremiz şudur; Biz üç elmas kılıcı elimize alalım ve düşmanı üstümüzden kaldıralım. Birincisi: Adalet, maarif ve okuma kılıcıdır. İkincisi: İttifak ve milli muhabbet kılıcıdır. Üçüncüsü: Kendine güven kılıcıdır. Böylece herkes kendi işini yapsın. Sefiller gibi kimsenin gücünden ümit beklemesin ve sırtını ona dayamasın. Son vasiyetim; Okumak ! Okumak ! Okumak ! ( Xwandin ! Xwandin ! Xwandin ! ) El ele vermek ! El ele vermek ! El ele vermek ! ( Destêhevgirtin ! Destêhevgirtin ! Destêhevgirtin !