35. Sayfaya zor geldim. Arka kapak yazısı ne kadar ilgi çekiciyse kitabın içeriği bir o kadar sıkıcı. Konusu güzel bir kitapken yazar o kadar basit negatif enerjili ve karamsar anlatmış ki okurken çok sıkıldım. 416 sayfayı okumak imkansızdı 3 yılımı alırdı. Ben polisiye cinayet romanı okumayı çok severim ama bu türden soğudum resmen. Asla tavsiye etmiyorum. Ayrıca çevirisi çok kötü. Aşırı fazla anlatım bozuklukları vardı. Bazı cümleleri anlamadım bile. Kısacası okursanız size bir şey kazandırmaz ama zamanınızı boş yere kaybedersiniz
Sanırım yazarın son ve intiharından önce veda mektubu niteliğinde yazmasından dolayı beni ayrı bir etkiledi. Satrançla yalnızlığı çok güzel bağdaştırmış. Kitap ana karakterinin yalnızlığını, çaresizliğini betimlemelerle çok iyi anlatmış. 70 sayfaya bir şaheser sığdırmış diyebiliriz
SatrançStefan Zweig · Can Yayınları · 2019236,8bin okunma
Sabitfikirli, kafasını tek bir düşünceye takmış her türlü insan, yaşamım boyunca beni çekmiştir. Çünkü bir insan kendini ne kadar sınırlarsa, öte yandan sonsuza o kadar yakın olur.
Stefan kitabı o kadar güzel yazmış ki keşke 500 sayfa olsaydı dedim. Korkuyu o kadar güzel işlemiş ki, yerleri, mekanları, kişileri çok güzel tasvir etmiş. Duygular özenle işlenmiş her cümlesi özenle seçilmiş gibi..
Bir kadının eşine ettiği ihanet yüzünden evliliğinin gerçek yüzünü, etrafında ki kişileri, geçmiş hatalarını görüyor. Yaşadığı korku yüzünden hayatla bağını koparma noktasına geliyor.
Stefan kadının yaşadığı korkuyu çok güzel betimleyerek anlatmış, bende onunla birlikte korktum diyebiliriz. Tek kelimeyle muhteşem kusursuz bir kitaptı.
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,7bin okunma
"Bir adamın üç yıl önce yapmış olduğu bir hırsızlıktan dolayı cezalandırıldığını söylemişti ; bunun haksız olduğunu düşünüyordu. Çünkü üstünden üç yıl geçtikten sonra o artık aynı insan değil, suç onun suçu değildi. Çünkü bu üç yıl boyunca zaten sürekli suçunun ortaya çıkartılacağının tedirginliğiyle korkularının zindanında yaşamıştı. "
Dün instagramdan duyurusunu yapmıştım ve sözümü tutuyorum. Kendi yazdığım kitabı yorumlayacağımm. Başlamadan önce gerçekten kendim yazdığım için değil tamamen objektif bir şekilde yorumlicam. Hadi başlıyoruzz!
Kitap Mert adında kötü bir karakterin bir yanlış anlaşılma yüzünden Özge'den intikam alma isteğiyle başlıyor. Özge'nin annesinin (doktor)
Kişisel gelişim tarzında yazılmış ancak başarılı olamamış. Kısa kısa hikayeler yazılmış ama hikayeler o kadar kısa ki başlamasıyla bitmesi bir oluyor. Hikayelerin ardından bazı sözler yazılmış. Ama sözler ve hikayeler çok bağlantısız. Örneğin sayfa 42 de yardımseverlik ile alakalı bir hikayeden bahsetmiş. Bir çocuğu sevindirmeyi anlatmış. Hikaye bittikten sonra altına "aşk sandığın kadar değil yandığın kadardır" yazmış. Hiç bir alakası olmayan hikayeler ve cümleleri birleştirmiş. Hikayeler o kadar kısa ki 2 sayfada bir başka hikayeye atlamaktan yoruldum ve sıkıldım. Yazarın dilini çok beğenmeme rağmen kitap için aynı şeyleri söyleyemiceğim. İçeriği doğru motive etmeye, hayatı sevmemezi, motive olmamızı sağlayacak şeyler yazılmış ama bu tür kitaplar seviyorsanız tercihiniz bu olmamalı. Maalesef hiç beğenmedim. İçeriğinden dolayı 2 puan verdim.