Dünyanın tarih boyunca işgal üstüne işgalden başka bir şey görmemiş bir köşesinden geliyordum, bizzat kendi atalarım Akdeniz havzasının koca bir yarısını yüzyıllar boyunca ellerinde tutmuşlardı. Buna karşılık tiksindiğim bir şey varsa, o da ırkçılık, ayrımcılıktı. Babam Türk, annem Ermeni'ydi; felaketlerin ortasında el ele tutuşmalarını sağlayan, düşmanlığı beraberce reddetmeleriydi. Bu bana da miras kaldı. Vatanım bu işte. Nazilerden Fransa'yı değil, Almanya'yı işgal ettikleri gün nefret etmiştim. İlk Fransa'da, Rusya'da ya da benim memleketimde baş göstermiş olsalardı da nefretim değişmezdi.
''On birinci yüzyılın sonunda dünyadaki en büyük entelektüel keşifler Bağdat ve çevresinde yaşanıyordu. Sonra tüm bunlar neredeyse bir gecede değişti. İslam tarihinin en nüfuzlu şahıslarından bir din alimi, yazdığı bir dizi ikna edici reddiye ve risaleyle Eflatun'un ve Aristo'nun felsefesini eleştirdi ve rivayete göre matematiği 'şeytan felsefesi' ilan etti. Bilimsel düşünceyi küçümseyen olaylar dizisi bu şekilde başlamış oldu. İlahiyat üzerine çalışmak zorunlu kılındı ve İslam alemindeki tüm bilimsel hareketler çöktü.''