Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Wise Wolf

Wise Wolf
@mkpakkal
İnsanlar çoğunlukla duygusal acılarını fiziksel acıya çevirir; çünkü, "midem ağrıyor" demek, "canım acıyor" demekten daha kolay olabilir.
Reklam
Kendinize ait küçücük bir zaman diliminde yaşıyorsunuz ancak o zaman dilimi, yalnızca kendi yaşamınız değil, sizinkiyle eş zamanlı devam eden tüm yaşamların özetidir. Ne olduğunuz ise tarihin bir ifadesidir.
Zulmün yalnızca Darfur ya da Kongo gibi uzak yerlerde olduğunu düşünmek istiyoruz. Acıya tanıklık etmek dayanılmazdır. Öyleyse travma yaşayan bireylerin bunu hatırlamaya katlanamamalarına ve sıklıkla uyuşturucu ya da alkol kullanmaya başlamalarına ya da katlanılamayacak düzeydeki bilgileri akıllarından çıkarmak için kendilerini yaralamalarına şaşırmalı mıyız?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çektiğimiz ıstırabın en önemli kaynağı kendimize söylediğimiz yalanlardır. Gerçekle yüzleşmek çok eziyetli bir süreçtir.
Yalanı parayla satın alıyor, evini plastik çiçeklerle donatıyor, cildine silikon enjekte ediyordu. Her sabah aynada daha çok seveceği bir yüz görme umuduyla uyanıyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Eskiden hayat bu kadar hızlı değişmiyordu. O zamanlar, yenilikler yavaş gelirdi. Hayatımıza alıştıra alıştıra dahil olurlardı. Yenilikler bizi heyecanlandırır, ama şaşırtmazdı. Ertesi gün neyle karşılaşacağımızı bilirdik. Şimdi öyle mi? Yenilikler süratle geliyor, yine aynı süratle gidiyor. Eskimeyeolanak bulamadan hayatımızdan siliniyor. Ardında ne uz ne anı bırakıyor. Oysa insanın bir sınırı var. Kaplunbağadan hızlı yürür, tavşandan yavaş koşarız. Zihnimizin ve duygularımızında sınırı var. Geleneklerin önünde gider, yeniliklerin ardında kalırız. Bu dengeyi zorlayan değişim, içimizdeki teraziyi kırıyor.
Kül kedisine sormuşlar, neden Prens'e aşık oldun diye. Masal bana başka kader vermedi, demiş. Mahallemizdeki hayat da bize başka kader vermiyordu.
Ya dünü özlüyor ya da yarını hayal ediyorduk. Bugünü yok saymaya çalışıyorduk. Bir yanda geçmişin, diğer yanda geleceğin hikayesini anlatıyorduk. Şimdiki zamanı ise geçmiş gelecek arasındaki köprü sanıyor ve köprünün kırılmasından ve aşağıdaki boşluğa düşmekten korkuyorduk.
Geçmişte yaşanan ve söze dökülen herşey artık hikaye değil midir? Geçmiş diye birşey kalmaz burada.
Dışardayken zaman, gündüz güneşin izinde, gece karanlık çöken gökyüzünde, işyerinde duvardaki mesai saatinde, okulda ara zilinde, otomobilde hız ibresindeydi. Ama burada (hapishanene) neredeydi? Gri duvarda, karanlık tavanda, demir kapıdamıydı?
Reklam
Her eziyeti yapıyorlar. Ruhum onların ruhuna benzesin diye bedenimi parçalıyorlar.
Evlerde, kahvelerde ve iş yerlerinde asılı tabloların ön tarafında İstanbul'un görünen yüzü, arka tarafında görünmeyen yüzü vardı.
Hep aynı soruları düşünüyordu; Kader, duvara çizilen bir çizgiye mi benzerdi? Hiç silinmez, kader hiç değişmez miydi?
Her insanın içinde karanlık bir uçurum varsa, o kendi uçurumunun başında bekliyordu. Sonsuz bir boşluğa bakıyor , ışıkta bile yalnızca karanlığı görüyordu. Acıyı bu yüzden küçümsüyordu. Dünya hafif, yaşamak hafif geliyordu.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.