Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bir tüccar kazanç ümidini nasıl kumaşlardan beklerse, bir Moğol da iyi talihin yegane ümidini mertliğinden bekler”
Reklam
Bir surun kuvveti, onu müdafaa eden insanların cesaretinden ne büyük, ne de küçüktür.
Sayfa 138Kitabı okudu
Acem tarihçi şöyle yazar: "Güneşin doğduğu memleketten çıkmış bir insan alayının, kendilerini Hazar denizinden ayıran mesafeyi, arkalarında bıraktığı milletleri tahrip ederek ve geçtikleri yerlerde ölüm saçarak, at üzerinde kat ettiklerini hiç duydunuz mu? Ondan sonra da ganimetler yüklenerek sağ salim dönsünler ve bütün bunlar da iki seneden az bir zamanda olsun. Evet, hiç böyle bir şey duydunuz mu?"
Sayfa 124Kitabı okudu
"Bir adam, neredeyse bütün yeryüzünü zapt etti.Dünyanın yarısına hakim oldu ve insanlığa kendisinden sonra bir çok nesiller boyunca devam edecek olan bir korku miras bıraktı. Ona "Büyük Katil" dediler,"Tanrının Bir Cezası" dediler, "Mükemmel Savaşçı" dediler, "Taçların ve Tahtların Hâkimi" dediler.Fakat biz onu en çok " Cengiz Han" adıyla tanırız.
Fakat bu idari faaliyet, yaşlanmaya başlayan Fatih 'i tam olarak tatmin etmiyordu. Artık çayırlardaki kış avlarından zevk almıyordu. Bir gün Karakurum'daki dairesinde bir muhafız su­ bayına hayatta neyin insana en çok mutluluk vereceğini sordu. Subay bir an düşündükten sonra, şu cevabı verdi: "Güzel bir günde, hızlı bir at üzerinde stepleri geçmek ve elinde atmaca, tavşan avlamak!" Han: "Hayır" dedi. "Düşmanlarımı ezmek, onların ayağıma ka­ pandıklarını görmek, atlarını ve mallarını almak, kadınlarının f eryatlannı duymak, bu daha iyidir."
Sayfa 90 - CengizhanKitabı okudu
Reklam
Sen büyük bir imparatorluğu at üstünde fethettin, fakat onu bu şekilde idare edemezsin
Bir hükümdar, hangi durum karşısında ve hangi şartlar içinde bulunduğunu bilmediği ordusunu bir krallık gibi idareye kalkarsa, ordunun mahvına sebep olabilir.
Bir tek kafada iki göz vardır, fakat ikisi de bir tek şeyi görür.
Sayfa 253 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
"Biz Moğollar bir tek Tanrı'nın varlığına inanırız ve ona karşı doğru bir kalp taşırız."
Sayfa 252 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir defasında da Çinli oyuncular, Ögeday'ı eğlendirmek için kukla oynatıyorlardı. Han, kuklaların arasında uzun bıyıklı ve sarıklı bir ihtiyarın at kuyruğunda sürüklendiğini gördü ve Çinlilere bu adamın kimi temsil ettiğini sordu. Oyuncu başı şu cevabı verdi: "Moğol cengaveri esir Müslümanları arkalarında böyle sürüklerler." Ögeday oyunu durdurdu ve hizmetçilerine hazinesinde bulunan Çin'in ve İran'ın en pahalı kumaş ve halılarını getirtti. Bunları Çinlilere göstererek, onların yaptıkları malların batı mallarından aşağı kalitede olduğunu gösterdi. Dedi ki: "Benim memleketimde birçok Çinli esiri olmayan bir tek zengin Müslüman yoktur. Halbuki hiç bir zengin Çinlinin Müslüman esiri yok! Bilirsiniz ki Cengiz Han, bir Müslüman'ı öldürene kırk altın mükafat verilmesini emretmişti. Fakat bir Çinlinin hayatının bu değerde olduğuna hükmetmedi. O halde nasıl oluyor da siz Müslümanlarla eğlenmeye cesaret edebiliyorsunuz?" Ve oyuncularla kuklalarını sarayından kovdu.
Sayfa 239 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Budist'in biri Moğol serdarının yanına gelerek, Cengiz Han'ın rüyada kendisine görünerek şu emri verdiğini söyledi: "Git, oğluma tarafımdan emret, Muhammed'e iman edenlerin kökünü kurutsun. Zira bunlar sapkın ve günahkardırlar. " İhtiyar fatihin İslam milletlerine karşı gösterdiği şiddeti herkes biliyordu. Bu emri müthiş bir şeydi. Ögeday bir an düşündü ve sordu: "Cengiz Han seninle konuşmak için tercüman kullandı mı?" "Hayır, büyük Han'ım. Bizzat kendisi söyledi. " "Ya sen Moğolların dilinden anlar mısın?" "Hayır." O zaman Han şu cevabı verdi: "O halde sen yalan söylüyorsun. Cengiz Han Moğolca'dan başka dil bilmezdi." Ve Müslüman düşmanı Budist'in öldürülmesini emretti.
Sayfa 238 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Ögeday
Acem ve Hint hükümdarlarının servet yığmalarına anlam veremezdi: "Bunlar budalalık yapıyorlar. Servetleri bir işe yaramadı. Birlikte mezara götürecek hiçbir şeyleri yok!" derdi.
Sayfa 237 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Bir gün danışmanının bir hareketine hiddetlenerek, Ye Liu Chou Tsai'yi hapse attırdı. Sonra fikrini değiştirerek, onun hapisten çıkarılmasını emretti. Fakat Kataylı hapishanedeki hücresini bırakmadı. Ögeday, danışmanın neden tekrar saraya gelmediğini öğrenmek için bir memur gönderdi. Kataylı şu cevabı gönderdi: "Sen beni danışman tayin ettin. Sonra beni hapse attın. Demek ki kabahatim vardı. Şimdi beni hapisten çıkarıyorsun, demek ki, masumum. Senin için beni oyuncak gibi kullanmak güç bir iş değildir. Fakat bu durumda memleket işlerini nasıl idare edersin?"
Sayfa 234 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Bir rivayete göre, aşağı Himalaya boğazlarında Cengiz Han, karacaya benzeyen, fakat yemyeşil ve tek boynuzlu acayip bir mahluk görmüş ve Ye Lui Tchou Tsai'yi çağırarak bu hayvan hakkında izahat istemiştir. Kataylı ağır bir sesle şu cevabı vermiştir: "Bu garip hayvana Kiyo-Tuan derler. Yer yüzünün bütün dillerini bilir, yaşayanları sever ve katliamdan nefret eder. Bize görünüşü hiç şüphesiz senin için bir uyarı olacak. Ey benim Han'ım, gel bu yoldan dön!"
Sayfa 233 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
928 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.