sima

sima
@montecarlo_
26 Kasım
182 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Onun boşluğunu değil, fakat yokluğunu hissedecektim.
Reklam
Gerçi babamı gerçek bir muhabbetle sevmem için de ortada bir sebep yoktu; onunla aramızda daima bir yabancılık mevcut kalmıştı ve birisi bana: "Senin baban iyi bir adam mıydı?" diye sorsa, verecek cevap bulamazdım. Çünkü iyiliği ve fenalığı hakkında bir fikir sahibi olacak kadar onu tanımıyordum. Babam benim için "insan" olarak hemen hemen hiç mevcut değildi; yalnız "Baba" dedikleri mücerret bir mefhumun insan şeklinde görünüşüydü.
Beni, bütün ömrümce bir meçhulü, mevcut olmayan bir şeyi aramaya mahkum ediyordu. Bunu yapmamalıydı...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün bu karışık hisler, ışığa çıkmaktan korkar gibi, ruhlarımızın en saklı köşelerinde durmaktaydı; ve biz, hakikatte eskisi gibi birbirini arayan, isteyen, birbirinin huzundan her zaman daha memnun ve zengin olarak dönen iki candan arkadaştık.
Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.
Reklam
Ben gene eskisi gibi dünyadan uzak ve daima tasavvurlarımın ve iç dünyamın bir oyuncağıydım.
Bu, genelde insanların orta yaşlarında hiç bilmedikleri, ancak çok genç veya çok yaşlı insanların yaşadığı o köpek gibi sadık ve talepsiz aşklardandı. Bu, düşüncelere yer vermeyen, sadece hayallerle yaşayan sakınmasız bir aşktı.
Bu dakikalar, çok ayrıksı ve kendinden vazgeçercesine bir kayboluşun, öylesine baş döndürücü ve esrik bir hissedişin başlangıcıydı ki, o ciddi ve mucizevi aşk sözcüğü bile vu duyguya uygun düşmüyordu neredeyse.
Sonra, aradan seneler geçtiği halde, nasıl hâlâ ona bağlı olduğumu gördükçe, ruhumda daha büyük bir infial duyuyordum. O beni çoktan unutmuş olacaktı. Kim bilir şimdi kimlerle yaşıyor, kimlerle dolaşıyordu.
Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.
Reklam
O anda yaşanmamış yıllar, kullanılmamış güçlerin biriken öfkesiyle birlikte insanın göğsüne yumruk gibi iniyor. Ben ne öncesinde ne de sonrasında o anki kadar büyük bir şaşkınlık ve öfke dolu bir güçsüzlük yaşamıştım, çünkü ben cesaret isteyen her şeyi yapmaya hazırdım; hayatımda biriktirdiğim, yığdığım, bir araya getirdiğim ne varsa her şeyi bir anda sokağa atmaya hazırdım, ama birden önümde bir saçmalık duvarı, tutkumun kendinden geçmiş halde tosladığı bir duvar buldum.
Sayfa 60
Çığlık atabilirdim, öylesine acı veriyordu bu gittikçe daha acımasızca büyüyen derin bıçak yarası. Yalnızca tutkunun ne olduğunu hiç bilmeyen insanlar, nadiren bu duyguyu tattıklarında, belki de bu kadar çığ gibi ani, kasırgaya benzer tutku patlamaları yaşıyorlar.
Sayfa 60
Ama fazlasıyla belirsiz bir sözcük olan vicdan denen şeyden kaçamıyorsunuz..
Bu nasıl bir şey? Dünyada geçerli yasalar ve cennetin bütün polis kuvvetleri neredeler? Otuz sekiz yaşındasın ve bir insanın muhtemelen yaşlanmakla olamayacağı kadar yorgunsun. Daha doğrusu: Yorgun değilsin aslında, endişelisin, her yanı tuzaklarla dolu şu yeryüzünde tek bir adım atmaya bile korkuyorsun, bu yüzden her zaman son derece temkinlisin, yorgun değilsin aslında, sen bu ağır endişeyi izleyecek olan ve gözlerini anlamsızca bir noktaya dikip kalmak şeklinde hayalinde canlanan o ağır yorgunluktan korkuyorsun.
..gözlerinizin ışığında, dudaklarınızın arasından çıkan nefeste dolaşıyorum.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.