Eser çok rahatsız edici bir şüpheyle başlıyor ve Peyami Safa kitabın en başından itibaren karakterlerin ruhsal çözümlemeleri ile okuyucuyu şüphenin ve eserin içine çekmeye başarıyor ve merak duygusunu uyandırıyor. Hatta ben birazcık polisiye roman tadı bile aldım sanırım. Kitapta rahatsız edici durumlar, tereddütler, psikolojik çelişkiler, gerilim dolu atmosfer, evhamlar, ruhsal çatışmalar en başından sonuna kadar devam ediyor ayrıca eserin sonlarına doğru olan bir bölümde paranormal bazı olaylar gelişiyor okurken korktum diyebilirim:)
Her bir karakter kendi içerisinde çaresiz ve yalnız. Kalabalık cemiyet içinde arayışlar, beklentiler, bireyin kendi mutluluğu peşinde çabalarken toplumun onay beklentisi ile çatışması, umutlarla insanın insana muhtaç oluşu, maddi mutluluğun peşinden koşarak maneviyattan uzaklaşılması, yalanlar, iletişimsizlik, yanlış anlamalar ya da anlamamalar, entrikalar yok yok her şey var, tabi Peyami Safa’nın diğer eserlerinde olduğu gibi Batılılaşma sürecinde bireyin bocalamaları, özgürlük, ahlak, genel toplum bilinci, kabullenmeler, zorunluluklar, ayıplanmalar gibi konular işleniyor.
Genel olarak kurgusu iyi ve sonu şaşırtan tuhaf bir eserdi.