Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mérinya

Buna rağmen dünyallaşmanın yol açtığı endişeler Bana bazen çok aşırı görünüyorsa da, onları nedensiz yargılamadığımı tekrarlamak istiyorum. Bana göre endişeler iki çeşit. Birincisi hak etmediği kadar kısa olarak betimlemekle yetineceğim çünkü bu denemenin sınırlarını fazlasıyla aşıyor. Bu, bugünkü kaynaşmanın bize olağanüstü bir zenginleşmeye, ifade yollarının çoğalmasına, görüşlerin çeşitlenmesine götürmekten çok, tam tersine çelişkili olarak, yoksullaşmaya götürdü .Bu yüzden ifade bolluğunun baygın ve zorlama bir çeşit hafif fon müziği ile son bulacağı ; Bu yüzden bu müthiş fikir harmanının ancak tek tip ve basitleştirici bir görüşten, en küçük bir entelektüel ortak paydadan başka bir şey üretemeyeceği; Öyle ki sonunda bütün dünyanın Çok yakında bir avuç orijinalin dışında hep aynı kalıptan çıkma romanları okuyacağım -okursa tabii ! - , tonlarla boca edilen melodisi belirsiz müzikleri dinleyeceği, aynı taslağa göre üretilen filmler seyredeceği, lafın kısası aynı ses, görüntü ve inanç bulmacının yutacağı düşüncesi.
Reklam
Birine saygı göstermek, tarihine saygı göstermek, onun aynı insanla ait olduğunu kabul etmekle olur, farklı bir insanla, ucuz bir insanlığa değil.
Ben geleceğin hiçbir yerde yazılı olmadığına derinden inanıyorum , gelecek bizim ona yaptıklarımız olacak .

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Müslüman dünyasının gençlerini dinsel akımlara karışmaya götüren bütün bu koşulları sıralarken, derin bir rahatsızlık hissetmekten kendimi alamıyorum. Bu da, İslamcılarla onlara karşı mücadele eden yöneticiler arasındaki çatışmada kendimi taraflardan ne biriyle ne de ötekiyle özdeşleştirmeyi başaramamamdan ileri geliyor. Radikal İslamcıların söylemlerine sadece bir Hıristiyan olarak kendimi dışlanmış hissetmem yüzünden değil, ama çoğunlukta bile olsa dini bir grubun yasalarını halkın tümüne dayatmasını kabul edemediğim için de yabancıyım - benim gözümde çoğunluğun zulmü, ahlaki açıdan, azınlığın zulmünden daha iyi değildir; ayrıca özellikle kadın erkek herkesin eşitliğiyle inanç özgürlüğüne, herkesin hayatını dilediği gibi yaşama özgurlüğüne derinden inanıyorum ve bu kadar temel değerleri sorgulamaya kalkan bütün doktrinlerden de sakınıyorum .Bütün bunları olabildiğince açık bir biçimde dile getirirken İslamcılara savaş açan zorba iktidarların da gözümde daha fazla değeri olmadığını eklemekten kendimi alamıyor ve daha az zararlı olacağı bahanesiyle yaptıkları haksızlıkları alkışlamayı reddediyorum... Bu halklar hafif bir zarardan çok daha iyisini, ehven-i şerden daha iyisini hak ediyorlar, onlara gerçek demokrasiden, gerçek modernlikten başka bir şey olmayan gerçek çözümler gerekir, demek istediğim, güdük ve zorla dayatılan bir modernlikten çok, bütünlüklü ve kabul gören bir modernlik. Bana öyle geliyor ki, kimlik kavramına farklı bir bakış getirildiğinde, çıkmazın dışında, insanca bir özgürlük yolunun çizilmesine katkıda bulunulabilir.
Müslüman dünyasının zorunlu modernleşmenin getirdiği ikileme hiç düşünmeden vereceği cevabın radikal İslam olmadığı bilinmeli.
Reklam
Modern dünyanın kurulması olgusu , aynı zamanda yıkıcı bir olgu da olmuştur.
Yaraların hissedilmesi için tanımlanmaya ihtiyaçları yoktur .
Etkileşim karşılıklı, biliyorum, toplum dini biçimlendirir, din de toplumu; buna rağmen belli bir düşünce alışkanlığının bizi bu diyalektiğin sadece bir yüzünü görmeye sürüklediğini, bunun da bakış açısını özellikle çarptığını fark ediyorum .
Engizisyoncuların odun ateşinin ya da ilahi hakka sahip monarşinin Hıristiyanlığın ayrılmaz parçası olmadığı nasıl ortaya çıktıysa , Cezayir'de, Afganistan'da, az çok her yerde karşımıza çıkan şiddet, gericilik, zorbalık, zulümle dolu bu manzaranın da İslamın özüne has olmadığı kanıtlanıncaya kadar daha zaman, çok zaman, belki de birkaç kuşak geçmesi gerekeceğine inanıyorum.
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici , huzur dolu , açık bir dinde bulurlar : güvensiz toplumlarsa korkar , bağnaz çatık kaşlı bir dinde .Dinamik toplumlar , yenilikçi , yaratıcı bir İslam'da yansırlar ; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslam'da yansırlar.
Reklam
Ama bana öyle geliyor ki , dinlerin halklar üzerindeki etkisi fazlaca abartılırken tersine hakların dinler üzerine olan etkisi dikkate alınmıyor.
Benim gözümde inançlı insan , sadece bazı değerlere inanan kişidir - ve ben bunları tek bir değerde özetlerdim : İnsanoğlunun onuru . Gerisi mitolojik ya da umutlardan başka bir şey değil .
Benim mücadele ettiğim ve daima edeceğim şey, bir yanda, her zaman için modernizmi, özgürluğü, hoşgörü ve demokrasiyi taşımaya yazgılı bir din Hıristiyanlık , öbür yanda ise, en başından beri despotizme ve karanlıkçılığa adanmış başka bir din Müslümanlık olduğunu ileri süren düşüncedir. Bu yanlıştır, tehlikelidir ve insanlığın büyük bir kesimi için tüm gelecek ufuklarını karartmaktadır.
XX. Yüzyıl bize hiçbir doktrinin mutlaka kendiliğinden özgürlükçü olamayacağını, hepsinin, komünizmin, liberalizmin, milliyetiliğin, büyük dinlerden her birinin, hatta laikliğin kontrolden çıkabileceğini, hepsinin yozlaşabileceğini, hepsinin elinin kana bulaştığını öğretmiş olacak. Hiç kimse fanatizmin tekeline sahip değil ve tam tersine hiç kimse de insanlığın tekeline sahip olamaz.
İstenildiği kadar kutsal kitaplara dalınsın, meallere bakılsın, gerekçeler toplansın, daima farklı, birbiriyle çelişen yorumlar olacaktır. Aynı kitaplara dayanarak köleliği içinize sindirebilir ya da mahkûm edebilir, ikonaları yüceltebilir ya da ateşe atabilirsiniz, şarabı haram kılabilir ya da hoş görebilir, demokrasiyi ya da din devletini savunabilirsiniz; bütün insan toplulukları yüzyılların akışı içinde şimdiki uygulamalarını doğru göstermişe benzeyen kutsal ayetler bulup çıkarmayı bilmişler dir. İncil'i benimseyen Hristiyan ve Yahudi toplumlarının, "asla öldürmeyeceksin"in idam cezalarına da uygulanabileceğini söylemeye başlamaları için iki ya da üç bin yıl geçmesi gerekmiştir ; yüz yıl sonra bize her şeyin kendiliğinden geliştiği söylenecektir .Metin değişmiyor , değişen bizim bakışımız. Ama bu metin dünyadaki gerçeklikler üzerinde ancak bizim bakışımız aracılığıyla etkili olabiliyor .Bu bakış her çağda bazı cümleler üzerinde duruyor ve diğerlerini görmeden atlıyor.
342 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.