Edebiyat en güçlü silahtır dediğimizde bu ya az anlaşılıyor ya da hiç anlaşılmıyor. Burda kastedilen şudur ki edebiyat aslında insanların ortak bilincinde var olan güçlü bir değişim aracıdır.
Şöyle ki bir bir yazar/şair kendi sonsuz hayal gücünden ve muazzam dağarcığından belirli sözcüleri seçer ve bunları sanat ve düşünce süzgecinden geçirerek bir nizama sokar.Bir sanat eserinin ortaya çıkışının kısa bir özeti budur. Bu eser ortaya çıktıktan sonra da okurun sonsuz hayal gücünde (kaçınılmaz olarak yazarınkinden farklı bir şekilde) yer edinir, okuyucunun düşünüşünden başlayarak, nihayetinde kişiliğinde bir değişim oluşturur. Bir eser böylelikle yazarının zihnini ölümsüz kılar ve bu zihni onbinlere, yüzbinlere ve bazen de milyonlara ulaştırarak bir fikrin milyonlarca farklı şekil almasına vesile olur. İşte bu bağlamda eserin gücü bir insanın gücünün çok üzerindedir. Buradan sanat yapıtı kümülatif olarak ilerler dememimizin de bir sakıncası yoktur.
İşte böyle, kümülatif ilerleyen, asla ölmeyen, ve değişimi en kökünden (insandan) başlatan, iyiliği esas alan bir silahtır edebiyat.