alnımda önemli kitapların ateşi
bazı resimlerin dinmeyen sızısı
beni ve burayı içinden söyle sevgilim
içinden
demirle değil
demirle değil
ipekle incittin beni
kurusun
kupkuru olsun diye
hiç su geçmeyen bir yere seriyorum içimi
kim bilecek
bir dağda bir rüzgâr bir taşı küçültüyordur
kim bilecek
ufalanıyorumdur
beni artık çağırma sevgilim
kırınla
ovanla
etinle
saçınla
beni artık çağırma
başından beri içimde birbirine bakan
birbirine değmemiş iki tay var
ben bir yere batayım
bir yer bana barsın arzusu
ben bir yere çarpayım
bir yer bana çarpsın hevesi
beni delinme
beni parçalanma isteği
beni taylarını saldığı gün cam yiyen bir at
beni kardeşlerini çiğneyen genlerim
beni tam ortasında kaldığım dünya
beni Allah
günde beş defa
olmamışım diye geri çağırıyor
sen beni çağırma