Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayat bir örümcek ağı, her şey birbiriyle bağlantılı.Bir şekilde, bir uzamda, bir zamanda er ya da geç buluşulur.
Sayfa 18 - PalomaKitabı okudu
Her şeyin bir zamanı var: Okunacak kitapların, tanışılacak insanların, gezilecek yerlerin, izlenecek filmlerin, öğrenilecek bilgilerin, deneyimlenecek yaşantıların.Yaşım ilerledikçe daha iyi anlıyorum bunu.Her günün bizi başka bir güne hazırladığı gibi, o gün içinde yaptıklarımız da gelecekte yapacaklarımıza işaret ediyor.Nasıl binlerce kişi içinde aradığınız insanı bir bakışta bulursunuz, aynı şekilde okumak durumunda olduğunuz bir kitap sizi bulur.Siz yeter ki hazır olun.Kapılarınızı açık tutun.
Sayfa 45 - PalomaKitabı okudu
Reklam
Aşk bir rüzgardır, tatlı bir esinti değil.O kadar hızlı eser ki hemen kendi çevresinde dönmeye başlar.Bir hortum, bir kasırga olur.İçinde, aradığınız hiçbir şeyi bulamazsınız.Bulduğunuzu düşündüğünüz anda yeniden kaybedersiniz, buna rağmen aramaktan vazgeçmezsiniz.Okyanusun ortasında tek başına bir kayıkta kalakalmak gibidir.
Sayfa 62 - PalomaKitabı okudu
Son aşamada, uzaklık yakınlık birbiriyle bütündür.Her şey oradadır, sen oradasındır; ne konuşmaya gerek vardır ne de yazmaya.Nehirlerle denizlerin buluştuğu noktadan geriye dönüş olasılıdır elbette, ileri gidiş, hep orada kalış da.Dönsen de, gitsen de, kalsan da hepsi aynıdır; sen, sensen eğer.Kaçılamayacak bir noktada kendinden kaçsan da kendinle kaçıyorsundur.Bunların üzerinde düşünmek ve yazmak mutluluk ve mutsuzluğun, iyilik ve kötülüğün, diyesim o ki tüm ikiliklerin ötesine geçme çabasında bize ışık tutabilir, ki orası da samadhi'ye, nirvana'ya, vahdet i vücud'a giden yoldur.
Sayfa 71 - PalomaKitabı okudu
Her şeyin bir zamanı var; okunacak kitapların, tanışılacak insanların... Siz yeter ki hazır olun.. Kapılarınızı açık tutun..
Hayat bir örümcek ağı, her şey birbiriyle bağlantılı.Bir şekilde, bir uzamda, bir zamanda er ya da geç buluşulur.
Sayfa 18
Reklam
Her şeyin bir zamanı var: Okunacak kitapların, tanışılacak insanların, gezilecek yerlerin, izlenecek filmlerin, öğrenilecek bilgilerin, deneyimlenecek yaşantıların.Yaşım ilerledikçe daha iyi anlıyorum bunu. Her günün bizi başka bir güne hazırladığı gibi, o gün içinde yaptıklarımız da gelecekte yapacaklarımıza işaret ediyor. Nasıl binlerce kişi içinde aradığınız insanı bir bakışta bulursunuz, aynı şekilde okumak durumunda olduğunuz bir kitap sizi bulur. Siz yeter ki hazır olun. Kapılarınızı açık tutun.
Sayfa 45
Aşk bir rüzgardır, tatlı bir esinti değil. O kadar hızlı eser ki hemen kendi çevresinde dönmeye başlar. Bir hortum, bir kasırga olur. İçinde, aradığınız hiçbir şeyi bulamazsınız. Bulduğunuzu düşündüğünüz anda yeniden kaybedersiniz, buna rağmen aramaktan vazgeçmezsiniz. Okyanusun ortasında tek başına bir kayıkta kalakalmak gibidir.
Sayfa 62
Bir sorumluluktur sanat eserine bakmak. İyi bir sanat eseri, zihinsel bir savaş alanıdır. Kimi zaman dilimiz tutulur konuşamayız, kimi zaman gözlerimizi kapatırız eserin eğretilemeleri kazınır beynimizin kıvrımlarına. Hindistan’da tapınaklarda mağaralarda yer alan heykellere kabartmalara gravürlere bakan bir hindu onları kalbi ile anlar çünkü bütün göndermelerin yeri onların kalbindedir. Biz bakarken kalbimizde böyle bir şey olmadığı için kafamızla anlamaya çalışırız. Yaptığımız okumalarla heykeli, kabartmayı, gravürü, ikonayı ancak kafamızla anlayabiliriz. Fakat esrime yaşayamayız. Zihinsel şekillenmemizde dış etmenlerin belirleyiciliği yadsınamaz. Dış uyaranları dengeleyip farkındalık oluşturmadıktan sonra hep mutsuz olacağız. Mutsuzluk saçacağız çevremize. Mutluluk da kendi içinde sorgulanabilir elbette. Mutlu ya da mutsuz olmak için bir çok neden bulabiliriz. Mutluluk ve mutsuzluk tanımları kültürel bağlamlar ve ideoloji ile ilintilidir çoğunlukla...
Gönüllü Cahiller Mutludurlar
...Dolayısıyla zeki ve yaratıcı insanların verilenlerle yetinmeyip var olan dünyanın sınırlarını açmaya çalışacaklarını bunun ise mutsuzluk için temel neden olacağını söylemek çok da uzak değil. Bilmek acı verir diye yazmıştım ben de, paradoksal bir sonuçla karşı karşıyayız o zaman. Daha önce de söz etmiştim, gönüllü cahiller mutludurlar. Kendilerine sunulan çerçevenin dışına çıkmayı hayal bile etmezler...
Reklam
Son aşamada, uzaklık yakınlık birbiriyle bütündür.Her şey oradadır, sen oradasındır; ne konuşmaya gerek vardır ne de yazmaya.Nehirlerle denizlerin buluştuğu noktadan geriye dönüş olasılıdır elbette, ileri gidiş, hep orada kalış da.Dönsen de, gitsen de, kalsan da hepsi aynıdır; sen, sensen eğer.Kaçılamayacak bir noktada kendinden kaçsan da kendinle kaçıyorsundur.Bunların üzerinde düşünmek ve yazmak mutluluk ve mutsuzluğun, iyilik ve kötülüğün, diyesim o ki tüm ikiliklerin ötesine geçme çabasında bize ışık tutabilir, ki orası da samadhi'ye, nirvana'ya, vahdet i vücud'a giden yoldur.
Sayfa 71
Bizim derdimiz hız; her şeyi öğrenmek, her şeyi uygulamak, her şeyden bir yarar bulmak istiyoruz kısa bir süre içinde. Tüketiyoruz dolayısıyla tükeniyoruz!
Yolcu kendi çekirdeğini bulmak için yola çıkar. Oraya ulaştığında dünyanın merkezine varmış olacağını bilir.
... kafalarıyla düşünenler yürekleriyle düşünenleri yok etmiştir. Mutsuzluğun nedenlerinden biri de bu olsa gerek.
Belki de başarısız olmak başarılı olmaya giden yolda iyi bir ders. Sonuçta önemli olan deneyim, ama iyi ama kötü orası başka bir şey.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.