Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bana Kanije'yi savunan Tiryaki Hasan Paşa ile yahut Plevne Aslanı Gazi Osman Paşa ile görüşmek mukadder olsaydı, bugünkü konuşmadan daha fazla mı bir heyecan duyacaktım?
Sayfa 36 - Ruşen Eşref ÜnaydınKitabı okudu
Reklam
- Demek her gün sarsıp emellerinden uzaklaştırdığımız düşmanınızın kaçtığını görmediniz! - Hayır! Fevzi Pş. Hz. ni (şimdi Büyük Erkânı Harbiye Reisi müşür) yerime tevkil ettim. İstanbula geldim. - Firar haberini nerden aldınız efendim ? - Zannederim on gün sonra, İngilizlerle Fransızların topraklarımız- dan kaçtığını İstanbul'da işittik. Bilâhare erkânı harbiye reisimin buna dair verdiği rapora istinaden İngilizlerin bu hareketini izah için, başka kelime aramağa lüzum görmüyorum, bu tabirin bütün vüs'ati manasıyla kaçtılar, kaçtılar diyeceğim. Bu, kendilerince muvaffakıyetli bir kaçıştır… dedi. Ve gülümsedi.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İngilterenin baisi iftiharı olan ikinci Mavend yaya süvari fırkası efradının temiz kanlı ve mert Türk kahramanları karşısında dayanamadıkları bence bizim için daha şayanı iftihardır. Hakikaten Türkler takati beşerin fevkinde bir kudret göstermişlerdir.
Sayfa 101 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sıhhiye efradımız bir yerde istirahat ediyorlar ve yemek yiyorlarmış. Tam o esnada bir obüs pek yakınlarına düşmüş. Askerler bir müddettoz duman arasında kalmışlar. Sonra o sis sıyrılır sıyrılmaz görmüşler ki o askerler arka üstü yatmış kahkaha ile gülüyorlar, kendilerine zararı dokunmamış olan bu öbüsle alay ediyorlar.
Sayfa 91 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Galip askerin, doğruyu söylemiyen mağlup askere karşı esirgeyemediği tezyif tebessümü Paşada pek vazıhtı. - Maamafih, dedi, Sir Hamiltonun askerimizin hücumunu tasvirdeki meharetini pek takdir ederim. Doğrudur! Onun kullandığı tabirleri istimal ederek diyebiliriz ki bu muharebede askerlerimiz İngilizler için o gün bir afet oldular. Önlerinde durmağa yeltenenleri haki helâke serdiler. Conkbayırı tepesinin zirvesini tamamen tarayıp temizlendikten sonra, gene Hamiltonun tabiriyle söyliyorum, kovanından çıkan arı sürüleri gibi güç halle yakalarını muhakkak bir ölümden sıyırabilen öteki kollar üzerine saldırdılar. İngilizler için bu derece nevmidane ve hunrizane olan muharebenin tafsilâtı asla ve asla sahaifi evrak üzerine konamaz. Türkler biribiri ardınca meydanı kâru zare atıldılar. Ve ismullahı zikrederek hakikaten pek gazanferane ve şirane harbettiler., diyor. Bu hücumlara karşı duran İngiliz efradı, oldukları yerde telef oldular. Ha, bir şey daha söylemeli. Hamilton askerimizin mareke meydanında yorolmuş oldukları, tükenmiş oldukları zehabında bulunuyor. Aldanmıştır zavallı. Bizim askerimiz hücum için vermiş olduğum emirde olduğu gibi, tayin ettiğim hatta durmalarına dair olan emrimi de ayni itaat ve gayretle tatbik etmekten başka bir şey yapmamışlardır. Bu muharebenin daha fazla tafsilâtını gene Hamiltonun raporunda okumak mümkündür. Onun için biz bu kadarla iktifa edebiliriz. Yalnız şunu diyeyim ki 28 temmuzda vuku bulmuş olan Conkbayırı muharebesi Anafartalar muvaffakıyetinin en şanlı safhasıdır."
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fakat zatialiniz, anladığıma göre kaç gündür uykusuz kalıyorsunuz. Hiçbir yorgunluk duymuyor mu idiniz? - Tabiî duyuyordum. Ve bu muharebe yorgunluğunu hiç olmazsa telâfi ederek ertesi gün hücum anında zinde bulunabilmem için çadırımda yalnız kaldım. Fakat buna imkân var mı idi? Birçok sebeplerle, birçok zevat yanıma gelmek mecburiyetinde kalıyordu. Ayni zamanda bütün grup cephesinin muhtelif kısımlarından heyecanlı raporlar alıyordum. Meselâ, düşmanın Eçe limanı önünde nümayiş için dolaştırmakta olduğu boş gemileri görmesi üzerine İngilizlerin mezkûr limana asker çıkarmakta olduğunu bildiren raporlar gibi… Geceyi işte bu tarzda geçirmiş bulunuyoruz."
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Filhakika mes'uliyetten korkan kumandanların hiçbir vakit icap eden kararları veremediklerini, bunun neticesinde ise acı felâketler husule geldiğini bizzat ben de muhtelif zamanlarda görmüşümdür.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"İngilizler, Arıburnu ihracında, bu cephedeki muharebelerde kumandanlarının, askerlerinin gösterdikleri cesareti, metaneti, cengâverane meziyetleri fevkalâde bir lisanı takdirle yad ve ilân etmektedirler. Fakat düşünün ki bütün muharebe vesaitiyle mükemmel surette mücehhez olarak büyük bir inat ve azimle Arıburnu sahillerine ayak basan düşmanımız gene o sahil kenarlarında kalmağa mecbur olmuştur. Binaenaleyh zabitlerimiz, askerlerimiz hissiyatı vatanperverane ve dinîyeleriyle, şecaati mahsusai milliyeleriyle bu derece kuvvetli bir düşmana karşı payitaht kapılarını muhafaza etmekle cidden şayanı iftihar bir mevki kazanmışlardır. Kumanda ettiğim bilûmum kıt'aların zabitanını ve efradını birer birer takdir ederim. Bu ulvi maksatuğrunda canlarını kahramanca feda eden mukaddes şehitlerimizi derin ve ebedî bir hürmetle yad ederim."
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
26-27 gecesi saat 9,50 sonrada idi ki şimal grupu kumandanı, ordu kumandanı Liman fon Sanders Pş. Hz. leri tarafından Anafartalar grupu kumandanlığına tayin edildiğime dair olan emri tebliğ etti. Ayni emirde, hemen hareket ederek 27 temmuzda icrası emredilmiş olan taarruzu icra etmekliğim de mevcuttu. Bu emir üzerine 27 inci alay kumandanı Şefik
Sayfa 68 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Düşman, hücumlarını pek musırrane bir surette icra etmekte imiş. Paşa gülümsiyerek dedi ki: Hattâ zabitlerinin sopalarla efradı sıkıştırarak müteaddit defalar siperlerden çıkarmağa çalıştığı görülüyordu.
Sayfa 63 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mütekabil siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevek- külle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuranı Kerim, cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmiyenler kelimei şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Yirmi dört saatten beri devam eden muharebe askerin pek ziyade yorgunluğunu mucip olmuştu. Onun için verdiğim bir emirle taarruzu kestim. Fakat kazanılmış olan hattı tahkim etmekten, orada mıhlanıp kalmaktan başka vatanı kurtaracak çare yoktu. Binaenaleyh lâzımgelen emri verdim." Kıymetli bir harp tarihi vesikası olmak üzere Paşadan bu emrin son sözlerini aldım. Diyor ki: "Benimle beraber burada muharebe eden bilcümle askerler kat'iyyen bilmelidir ki uhdemize tevdi edilen namus vazifesini tamamen ifa etmek için bir adım geri gitmek yoktur. Hâbü istirahat aramanın bu istirahatten yalnız bizim değil, bütün milletimizin ebediyyen mahrum kalmasına sebebiyet verebileceğini cümlenize hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın hemfikir olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe yorgunluk asarı göstermiyeceklerine şüphe yoktur."
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Taarruz emri vermeden evvel Mustafa Kemal Bey ruhlara hitap etmekten pek kuvvetli neticeler bekliyor. Onun için diyor ki: "Düşmanın altı gündenberi iki defa taarruz ederek sarstığımız ve arazinin menaatinden dolayı neticeye kadar şiddetli takip edememek yüzünden barınabilen aksamı himayesinde çıkarmakta olduğu ve fakat şimdiye kadar mahvettiğimiz kuvvetlerinin iki fırkadan fazla olduğu anlaşılmıştır. Seddübahirde Kumkale cihetinde de hal hemen ayni olmuştur. Karşımızda bulunan düşmanı bire kadar hepimiz ölerek behemehal denize dökmek lâzım olduğu kanaati vicdaniyesindeyim. Vaziyetimiz düşmana nazaran zayıf değildir. Düşmanın kuvvei maneviyesi tamamen mahvolunmuştur. Mütemadiyen siper yapmakla kendisine bir melce aramaktadır. Siperleri civarına birkaç mermi düşmekle derhal kaçtığını kendi gözlerinizle gördünüz. Düşmanı büsbütün kaçırmak için daha çok teemmüle lüzum yoktur. İçimizde ve kumanda ettiğimiz askerlerde Balkan hacaletinin ikinci bir safhasını görmektense burada ölmeği tercih etmiyenlerin bulunacağını kat'iyyen kabul etmem. Şayet böyleleri olduğunu hissederseniz derhal onları kendi ellerimizle kurşuna dizelim. Şimdiye kadar ihraz ettiğimiz muvaffakıyeti tamamlamak için emrime verilen taze kuvvetler hattı harbe vasil olmaktadır."
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
- Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeği emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.