Paşa 1918 de, "Geldikleri gibi giderler" demişti. Bu bir düş kurma ifadesi değildi, zira kurmay kafası gideceklerini anlar; "Bunlar yorgun. Biraz uğraşırsan, aklını başına toplarsan, teslim olmazsan gider bunlar" diyordu.
Mustafa Kemal Paşa 1918'de, "Geldikleri gibi giderler." demişti. Bu bir düş kurma ifadesi değildi, zira, kurmay kafası gideceklerini anlar; "Bunlar yorgun. Biraz uğraşırsan, aklını başına toplarsan, teslim olmazsan gider bunlar" diyordu ve gittiler.
Sevr'i kabul etseydik ne olurdu? Türkiye'nin belirli kısımları sonra verilir, belli kısımları verilmezdi. Bir kere Ege bölgesi hiç bir zaman verilmez, Istanbul da elden çıkardı. Ingiltere, Cebelitarık'tan ve Malta'dan nasıl çıkmadıysa, Istanbul'a da o şekilde yerleşir ve Boğazlar ve Istanbul'u Rusya'ya katiyen bırakmazdı, sahte görünümlü bir ortaklıkla oyalardı ve ilerde de kuzeydeki kuvvetin güneydeki üslerine karşı aynı düzeni sürdürerek, Britanya'nın edebî hakimiyetini sağlardı. Bazı yerli iktidar sahipleri de bu politikayı desteklerdi. Türkler bu bölgeyi ancak turistik görür ve iç geçirirlerdi. Istanbul'da o tarihte öyle kahir Türk çoğunluğu da oturmuyordu. 1914 ve 1915 Istanbul'unda ki Türklerin çoğu Balkan bozgunundan gelmiş, halen kendini toparlayamamış ve çile çeken bir halktı. Şehrin gayr-ı müslümleri son derece oturaklı ve iyi durumdaydılar. Ama Mustafa Kemal Paşa 1918'de "Geldikleri gibi giderler" demişti. Bu bir düş kurma ifadesi değildi, zira kurmay kafası gidecekleri anlar; "Bunlar yorgun. Biraz uğraşırsan, aklını başına toparlarsan, teslim olmazsan gider bunlar" diyordu ve nitekim gittiler.
Mustafa Kemal Paşa 13 kasım 1918'de İstanbul'a ulaştığında, Boğaz'da demirlemiş olan İtilaf Devletleri donanmasına bakarak yaveri Cevat Abbas' a "geldikleri gibi giderler", demişti