LÜTFEN OKUYUN!
SONUNA KADAR OKUYUN! İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor: - Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi; - Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
OKUMAYAN KAYBEDİYOR...
Hz. Ömer, cami yaptırmak için bir Yahudi’nin arsasını zorla kamulaştıran, yakın dostu Şam Valisi Sad b. Ebi Vakkas’a adaleti tek cümlelik mesajla anlattı. Valiyi titreten mesajın hikayesi ise çok çarpıcı… Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir
Reklam
şehrime gel, ruhumu tırtıkla. adımla sokaklarımı, seyralışının sürekliliğini ellerimde ikame et. “istanbul bir şiir”, demiştin. terennüm et usulca, aldırma sesin yüksekmiş yahut kısılmış. dilersen kaç sohbetimden ama benimle konuş mutlaka. bak birazdan kargalar uyanacak, kahvemi yudumlayana kadar sabret almanca hikâyeler bile anlatırım. beklerken sakın sessiz kalma. günün erken saatlerindeki şamatanı anlat, öğleyinki yorgunluğunu... gizlediğin aşkından, sıradan bir ân’ındaki ayrıntılardan bahset bana. kimsenin dinlemediği görüşlerini, kimsenin önemsemediği deneyimlerini anlat. yanlış anlaşılmak korkusuyla sakındığın şeyler, belki kitaplar ya da. sevgilim bilirsin ses bir bakıma sükûnettir ve insan insanın meskenidir. buna getirdiğin ontolojik delilleri unuttum affet. beyin tümörü biyolojisi üzerine yazdığım makaleyi ciddiyetle okuduğun gündü çünki, anlamıştım- neden birbirimizin yazgısıysak birbirimizin varoluşunu ayakta tutmayalım? hem bakarsın konuşmaya hiç ihtiyaç duymayız. zahirde zıt kutupların bâtında meğer iç içe olduğunu öyle güzel susuşundan öğrenmiştim misal. gördüğümün anlamlanacağı güne dek ağır aksak cümlelerime şefkatle bak. boşver. şehrime muhakkak gel, merhamet et boynuma.
“Üniversite hocalarından duyup da unutamadığınız sözler”
• Bir tıpçı için neşter neyse, hukukçu için de dil odur. • Arkadaşlar başkasının yerine imza atarken mantıklı atın, kızın adı Ece, bir imza atıyorlar Ramazan diye. • "Unutmayın, sadakat taklit edilebilir, liyakat taklit edilemez." • 'Evlilik bir akit, aşk ise ahittir.' • Bir sene size aşırı lazımmış gibi her şeyi öğreteceğiz sonra da
Sürrealist Şair Manifestosu
Biz ki şairler olarak kustuk boyaları tablolara, biz ki ressamlar olarak darbelerimizle fırçaladık dizeleri. Kaç fark yuttu bu sanat -şiirle resim arasında. Bak kemikleri sayılıyor! Bir şiir ve sürreal bir tablo arasında bir harf soluklanır, söyle bana bir şair kaç ressamı öpmüştür çıplak dudakla? Hangisi daha çok yalan söyler, anlat! Gördüklerim mi yoksa hislerini resmeden mi? Tükürürüz gerçekliğe ve aklın yonttuğu her türlü nesnelliğe. Anlaşılır her sanata küskünüz. Her kelime ki kendi anlamında... Küskünüz doğrudan anlatıma. Küskünüz süslenmemiş o şiire ve hiperrealistik resimlere! Realiteden sıyrıl ey us! Realiteden sıyrıl... Yaz, çiz, karala hatta... sonra boya renk renk! Ama mutlaka öldür sonunda, dizeler arasındaki resmini. Kanat sanatını ve mutlaka öldür sonunda resmindeki ahengi. 18.06.2023
“Brezilyalı bir doktora ait bu yazıyı mutlaka okuyun ve hatta her gün yeniden okuyun.. Eğer SAĞLIKLI YAŞAMAK istiyorsan : Duygularını anlat. * Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar. * Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse, sırlarımızı,
Reklam
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.