Şüphesiz ki sen önce anlayıp sonra anlatmakla ve ilkin bilip sonra bildirmekle emrolundun. O halde bilmediğin şeyi söyleme, anlamadığın şeyi
anlatma.
Kelime-i Tevhîdi, iyice anlamadan, kalbinde özümlemeden söylüyorsan hakikatte onu söylemiş olmazsın. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Vay o namaz kılanların haline ki onlar kıldıkları namazdan gafildirler” buyrulmuştur.