Naoki
ben katı bir kristalin içinde, kimsenin aşamayacağı bir saydamlık surunun ortasında yaşıyorum.
Naoki
Ben bir akvaryumum, camım düz ve parlak, suyum berrak. Hiçbir şey ve hiç kimse bana nüfuz edemeden sezgimin suyosunları sağa sola sallanıp duruyor. Bu camdan kafesin içinde aydınlık, şeffaf varsa, tecrit, sessizlik ve ıstırap da var. Bazı yaralar asla kabuk bağlamıyor, özellikle su ortamında. Çocukluğumdaki dramı hatırlayamıyorum. Yalnızca birkaç imge zaman zaman suyun yüzeyinde salınıyor; çok kaçamak, neredeyse soyut.
Reklam
Naoki
Renkli bir biçim önümden geçtiğinde gözlerimi kapatıyorum. Müziğin benim için rengi yok, siyah beyaz, tıpkı bir piyanonun tuşları gibi, zen keşişlerinin giysileri gibi. Kimonolarım siyah, ruhum siyah.
Naoki
İnsanlar ıstıraplarını unutmak için her şeyi yapar. Ben kendi ıstırabımın içine, her parçasının kendi işlevi, üslubu, özelliği olan geniş bir bina gibi yerleşiyorum. Kendi rahatsızlığıma ibadet ediyorum; üzerinde bir kırlangıç gibi dönüp durduğum gerçekliğin farklı bir açısında, yaşamdan kopuk hissetmeden her gün kurban ediyorum kendimi.
Naoki
Kimi zaman, içlerinden biri bana yaklaştığında, soluğumu ve ellerimin sıcaklığı hatırlayarak beni selamlamaya gelenin o olduğuna inanıyordum. Sanki gökle, ağaçlarla, lotüslerle konuşur gibi onunla konuşuyordum.
Naoki
Ben estetiği ve sessizliği, tahtaları, parlak zeminleri, şekillerin içindeki boşluğu seviyordum; dinden, bütün dinlerden ve onların çapsız ahlakçılığından ise nefret ediyordum. Çocukluktan gelme bu eğilim, ergenliğim büyük yalnızlığı ve okumalarıyla büyüdü.
Reklam
550 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.