Saman Sarısı: Nazım Hikmet Ran
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı kirpikleri mavi kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı üst
BEYOĞLU SOKAKLARIDA BIRAKIP GİTTİN BENİ O üç günlük istanbul tatilinde bırakıp gittin beni. Bütün kapılarını da kapattın yüzüme. Çöllerde, çöllerimin içinde tek başıma koydun beni. Şafakta ararken öğle vaktinde yitirdiğim sen oldun. Dolaşarak vardığım hiçbir yerde değildi kokun ve gülüşün. Sensiz bir odanın sahrasını sana nasıl anlatsam ve birde sana kendimi bir anlatabilsem. Hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını içindeyim bütün benliğimle biliyormusun. Ruhumun içerisinde sensiz geçen günlerim denizin dalgakırandan da boş artık . Geçen süreç içinde ki boşluğunu her gün içimde yaşıyorum. Seslenip de senden cevap alamadığım sessizliğin deyim artık. O kalabalık sokakta bırakıp gittin beni. Kalarak olduğun yerde hareketsiz kaldım. Senden uzak sana özlem duyarak kalakaldım. Her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle birlikte. Kendince birde gözlerimden ve ruhum dan uzaklaştığımı sanıyorsun. Düşlerimizin ve anılarımızın etrafında yüreğinle birlikte bırakıp gittin beni. Yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin ne kadar kolay mı sandın kendince. Düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında sende kesin olacağım. Ruhum bulaştı ruhuna sende çok iyi biliyorsun bu gerçekliği. Başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç göremeyeceksin de Bana bakıp görmediğin için,keşke baka bilme yeteneğin olşaydı. Sen yaşamının içinde ayağına düşen gölgene hiç acıdın mı. Arşer Payiz 21 Mart 2022
Reklam
Hoş Geldin Yeni Yaşım
Hoş geldin yeni yaşım Yaş günümde muhtemelen bunları yazacak vaktim olmayacak , bu nedenle şimdi yazıyorum. Daha neyin ne oldugunu anlamadan popomuza yediğimiz tokat ile ileriki hayatımızda hep bizle beraber olacak acı ile ilk tanıştığımız gün. Doğum günü annenin gözünden bir tanım gibi gelir bana. Doğumu yapan o ve zaten senin konudan ne haberin
BİLMİYORUM 1. Geldim, bilmiyorum nereden, ama geldim; Önümde bir yol gördüm, yürüdüm, İstesem de istemesem de yürümeyi sürdüreceğim, Nasıl geldim, nasıl gördüm yolumu? BİLMİYORUM! 2. Bu varlığın içinde yeni miyim yahut eski mi? Özgür müyüm yoksa bağlı bir tutsak mı? Hayatımda kendimi ben mi yönetiyorum, yoksa başkası mı? Bilmek isterdim,
Elijah / Nej.
Dayan kalbim dayan Gevşiyorum önce -olduğunca Derin bir nefes alıp veriyorum Başımı kaldırıyorum göğe Mavinin, arkasına saklandığı koca yersiz topluluk Ya da mavinin önüne geçen evet önüne Pamuk gibi dedikleri bulut daha çok Bence sevgi arayan bir ayı kalmış hatta daha çok Belki birkaç hafta sonra infazı gerçekleştirilecek olan mahkum gibi, evet
Biz kadınları hiç sevmedik! Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik... Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik... Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa” daha çok sevdik... Yolda, arabada, televizyonda,
Reklam
145 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.