Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

müberra

Her ...ist, koltuk değneği olmadan yürüyemeyeceğini itiraf eden bir zavallıdır. İzm'ler birer anakronizmdir, birer anakronizm yani kalıpların, canlılığını yarı yarıya kaybeden birer konserve düşünce. Batı'dan gelen hiçbir "izm" masum değildir.
Reklam
Din afyon mudur?
Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi, Avrupa'nın tarihi, bir sınıf kavgası tarihidir. Osmanlı için şuurdur din, tesanüttür, sevgidir. Osmanlı toplumu insan haysiyetine ve inanç birliğine dayanır. Hegel belki haklı: Tarih tezatlar içinde gelişir. Osmanlı'nın tezadı Avrupa'dır. Batı'da maddecilik bâtıl'ın hasarlarını yıkan bir dinamit, hür düşüncenin dinamiti; Osmanlı İmparatorluğu'nda maddecilik bir kendi kendini tahrip cinneti. Avrupa, Osmanlı ülkesine papaz ihraç eder. Hıristiyanlığa davet için mi? Ne münasebet. Tek emeli, Osmanlı'yı dinsizleştirmektir. Dinsizleştirmek, yani "etnik bir toz" haline getirmek. Bir kelimeyle: Dinsizlik, Batı'nın yükselen sınıfları için ne kadar hayırlıysa bizim için o kadar meşumdur; onlar için ilerleyiş; bizim için çözülüş ifade eder.
Sayfa 179Kitabı okudu
İklim ile yerşekli (Fr topographie) şartları itibarıyla yeryüzünün en amansız yörelerinden biri olma özelliğini gösteren Orta Asya'nın erkeği de kadını da sert mizaçlıdır. Savaşmak iradesi, Orta Asyalıya arız olmayıp onun cevheridir. Filhakika 1800'lerin başlarında Malaya'da İngiliz (memur) mühendisi olup insan tabiatını ilk elde iklimin tayin ettiği kanaatını taşıyan John Turnbull Thomson (1821-1884), kanısını bize şöyle bir gözlem verisiyle temellendirmiştir: "...Malaya'nın (Straits) mayıştırıcı, miskinleştirici, hülyalı havaları yerine dostumuz Mekkavi, Altayların adamı çelikleştiren, berkleştiren ikliminde yetişseydi (Hz.) Ali'nin aman tanımaz mutaassıp takipçisi ve tarafdarı olurdu."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kabadayılık, Efelik ve Şakilik
Serdengeçtiliğin bir uzantısı şeklinde kabul edebileceğimiz kabadayılığa Türk'ün yanısıra Rumların ve daha az miktarda Ermenilerin de katıldığını görüyoruz. Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Erzurum, Trabzon gibi Türkiye'nin belli başlı büyük şehirlerinde varlığını 1980'li yılların ortalarına değin sürdürmüştür. Tavır, kılık ve gördüğü iş bakımından kabadayının uzak akrabasıysa Batı Anadolu'da efe, Doğudaysa şakidir(eşkıya). Efe ile şakiyi 1980'lerden itibaren görülmeğe başlanan mafya tipi soyguncularla karıştırmak, ağır bir bühtandır. Soyguncu caninin tersine efe ile şaki, kanunsuzluklar dünyasının adamı olmakla birlikte geleneği, göreneği hiçe saymayan edepli kişilerdir.
Sayfa 50 - DergahKitabı okudu
İslam; adını kanunlarından, emir ve yasaklarından, talep ettiği bedensel ve ruhsal çabadan değil; tüm bunları kapsayan ve aynı zamanda aşan bir marifet anından, ruhun zaman ile ölçüşme kuvvetinden, bir mevcudiyetin sunabileceği her şeye tahammül etme dirayetinden, tek kelime ile teslimiyet hakikatinden almıştır. Ey teslimiyet, senin adın İslam'dır.
Sayfa 444Kitabı okudu
Reklam
Tebaa, insanlara, otoritelere, putlara; özgürlükçüler ve isyancılar ise tek bir tanrıya taparlar. Putperestlik köleliğe ve boyun eğmeye nasıl engel teşkil etmiyorsa gerçek din de özgürlüğe engel değildir.
Sayfa 283Kitabı okudu
...Sanıyorum ki Sovyet şair Andrey Voznesenski'nin de gözünün önünde benzer gerçekler ya da benzer bir düşünce seyri olmalıdır ki kendisi şu hükme varmıştır: "Teorik olarak geleceğin bilgisayarları insanın yaptığı her şeyi yapabilecektir. İki şey istisna olmak üzere her şeyi: Onlar, dindar olamayacak ve şiir yazamayacaktır."
Üçüncüsü, günümüz dünyasını bölen meseleler olan din ve bilim, ahlak ve siyaset, fert ve cemiyet, maneviyat ve maddiyat arasında bir çeşit bağa işaret eden İslamiyet, bir kez daha orta yol sunan bir düşünce rolü kazanırken, İslam dünyası da bölünmüş dünyada aracı bir millet rolü üstlenir. "Mistisizm içermeyen bir din ve ateizmi reddeden bir bilimi" temsil eden İslam, fark gözetmeksizin tüm insanların alakalarını cezbedecektir.
Müslüman halklar, İslam'a açık bir şekilde aykırı hiçbir şeyi asla kabul etmeyeceklerdir. Çünkü burada İslam sadece bir fikir ve kanun değil aynı zamanda aşk ve hissiyattır. İslam'a baş kaldıran herkes, nefret ve direnişten başka hiçbir şey biçmeyecektir.
Biz hodbin insanlar kavrayamadığımız, kanamıyacağımız aşka kıyarken bilmeyiz ki bu intikam hevesimiz, geri tepmek ister gibi girdaplar yaratarak döne döne akan bir suyun hud'asına benzer. Zira ilk hamlede tekrar ona koşmak, onun yoluna akmak tek yapacağımız, tek yaptığımız iştir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Bence kanun koyarken güzellik, iyilik, doğruluk üstüne aldanmak, bir adamı yanlışlıkla öldürmekten çok daha ağır bir suçtur.
Sayfa 151Kitabı okudu