Hayatımızı, hayatın içinde aldığımız kararları işte en çok çocukluk acılarımız şekillendirir. Bilinçdışı bir yandan o acılara çare ararken, bir yandan da o acıları bize tekrar tekrar yaşatmanın yollarını arar. Acıların tiryakisi olur çıkarız.
Dünyadaki tüm hukuk sistemlerine göre muhakemenin tanımı aynıdır. İslâm dininde muhakemenin tanımı ne ise diğer hukuk sistemlerinde de muhakemenin tanımı aynıdır.
Bu da şu şekildedir.
Müdei müdealeyh ve hakim..
Yani davalı davacı ve hakim...
Bunlar olmadan muhakeme diye birşey söz konusu olmaz.
Savunma makamı müdealeyh ayağını teşkil eder. Çünkü savunma olmazsa ortada ne bir dava olur nede bir muhakeme...
Rasûlullah (sav) "iki kişi bana davasını getirir. Ben zahire göre hüküm ederim. Kim derdini güzel anlatırsa onun lehinde hüküm ederim. Zira o sanmasın ki ahirette de haklıdır."
Görüldüğü üzere davacı davalı ve hakim. İşte muhakeme budur..
Şimdi bazı cahil insanlar ortaya çıkmış savunma yapmanın delili yoktur diyorlar..
Evet Kur'ân ve Sünnette savunma diye bir küfür çeşidi yoktur. Zira muhakemenin küfür olduğuna dair açık delil var. Savunma muhakemenin olmazsa olmaz ayağı olduğuna göre o halde savunma muhakemenin aslı cüzlerinden yani üç ayağından biridir.
Acını yaşa
Öfkeni de yaşa
Ve seyret
Kendini sakın bastırma
Öyle su üste akan yaprağa bakar gibi bak
Uzanıp onu almaya kalkışma
Kendini suçlama , başkalarını da suçlama
Olacak olandan kaçınamazsın
O yüzden hiç bastırma kendini
Baskılama
Çünkü insan , bastırdığı duygunun esiri olur.
-Cahit Zarifoğlu