Kadın gider çünkü...
Kadın ne gitmek için sever, ne de sebepsiz gider.
Bir kadın gidiyorsa, birden çok nedeni vardır.
Bir kadın samimiyetine, samimi niyetine ve merhametine inandığı bir adamı severse, güzel sever. Sevdiği için çok güzel mücadele de eder. Ama bakar ki kalması için hiçbir sebebi yok.
O güzel sevdiği adamdan hiç sevmemiş gibi vazgeçer.
Bir kadın gider, çünkü zamanında çabalamış ve bir şeylerin değişmediğini görmüştür. Gitme noktasına gelen bir kadın, o noktadan sonra yapabileceği bir şey kalmadığını düşünür. Her kadın, bir kız çocuğudur biraz. Olgunlardır ama aynı zamanda çocuk ruhlulardır. İçindeki çocukla ilgilenilmemesi, bir kadının gitmesi için yeterli sebeplerden birisidir. Kadın gider, sevmediğinden değil, değmediğinden. Hayal kırıklığına uğradığına, acılarla savaştığına ve her şeyde elini taşın altına koyduğu adamın hiçbir şey yapmadığını gördüğü an gider.
Bir kadın severse de gider. Belki giderken kalbini yanına alamaz ama aklı yanındadır. Özler ama özledim diyemez. Çünkü özlemini, yanında olan aklı ve mantığı bastırır.
Bir kadın, gözlerine kalbiyle bakılmadığını hissettiği an gider. Kendisine yalan söylenildiğini hissettiği an gider. Dediğim gibi, Seviyor diye gidemez sanmayın, gider. Vazgeçemez sandığınız sizden de vazgeçer. Bu da yetmiyor gibi bazıları gider, saçlarını keser.
Ve bir kadın giderken, arkadan Sezen Aksu: "Ben senin hayatından gittim oğlum. Hadi yerime koy birini koyabilirsen" der.
En önemlisi de, bir kadın giderse,
arkasında bıraktığı her şey anlamını kaybeder.