...İbn Mes'ud,ağzı yüzü kan revan olana ve soluğu kesilinceye kadar Kur'an okumayı sürdürür.Zira sözün gücünün,gücün sözünden üstün olduğunu fark etmiştir.Mekke'nin kara yüzlü adamlarının Kur'an karşısındaki acziyetini ayan beyan görmüştür.Sözün güç karşısında bu kadar etkili bir silah olduğunu bizzat yaşayarak müşahade etmiştir.Sözün gücü karşısında söyleyecek sözü olmayanların,şiddete yöneldiğini hayretle müşahade etmiştir.İbn'i Mes'ud, daha sonra o kanlı günü anlatırken şu çarpıcı tespiti yapacaktır: "Müşriklerin hiç o günkü kadar acziyet içinde küçüldüklerini görmemiştim."
Sayfa 107 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
221 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Peygamberimizin İslam'ın ilk dönemlerinde sınırlı sayıda sahabe ile bir araya gelip sahabeleri nasıl eğittiği, ilk vahiy dönemlerinde öncelikle öğrenilmesi gereken başlıca konuları bulabileceğiniz düşünmeye/ders almaya değer bir kitap. Kendimize ve sorumluluğumuz altında bulunan çoçuk/aile bireylerine dini eğitimi nasıl ve en önemlisi hangi sırayla öğretmemiz gerektiği açısından (iman-akli eğitim-ruhi eğitim) faydalı olacağı kanaatindeyim.
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l Erkam
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l ErkamMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,769 okunma
Reklam
Kur'ani bir ahlakın inşası
"Onlar dinlerini öyle yaşıyorlardı ki, kendilerini öldürmeye gelen insanlar, orada diriliyorlardı. Diriltmenin yolu aslında ölürcesine bir aşk ile dini yaşamaktan geçiyor. Erkam'ın evinin talebeleri de diriltmek için adeta ölmüş, ölmeden önce ölümü öldürmüşlerdi."
Sayfa 129Kitabı okudu
Sabır
Sabır; eli kolu bağlayıp zillete mahkum olmak değil, hak yolunda hakikat namına direnmektir.
Sayfa 194Kitabı okudu
Sabır ; eli kolu bağlayıp zillete mahkum olmak değil, hak yolunda hakikat namına direnmektir.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
Darül Erkam olmaya aday evlerin azıkları Kur'andır , ilimdir,irfandır,hikmettir, seccadedir, gözyaşıdır,merhamettir, sevgidir....bu evin sakinleri boş işlerin değil ulvi işlerin sevdalılarıdır....
Allah Resulü'nün zihin dünyasında işin başında cevabı verilmemiş hiçbir soru yoktu. O (sav) talebelerini; "Ne için okutacağını, ne okutacağını ve nasıl okutacağını" çok iyi belirlemişti. Ne için okutacağı eğitim ve öğretimin gayesini, ne okutacağı eğitim ve öğretimin mufredatina, nasıl okutacağı ise işin metoduna tekabul ediyordu.
Sayfa 14
"Geceleri kalkın, herkes uykudayken sizler uyanık olun! Çünkü sizler çok ağır bir yükümlülük ile karşı karşıyasınız. Risalet davası öyle ucuz bir dava değildir. Bu işin içerisinde sözlü ve fiili saldırılara uğramak var; evden, aştan, işten, eşten hatta candan olmak var. Bu kadar sıkıntılı hallerin üstesinden ancak iradesi güçlü ve iyi bir ruhi eğitim almış olanlar gelebilir. Bunun için geceleri kalkın! Dava adamı gece yetişir. Gecenin ruhbanı olmazsanız, gündüzün fursanı/atlısı olmazsınız. Gecelerinizi ihya edemezseniz, gündüzlerinizi inşa edemezsiniz. O halde ey muhatap; Kum/kalk! Kalk ki; kaldırabilesin, kalk ki; taşıyabilesin, kalk ki; risalet davasını, yani dağın taşın taşımaktan imtina ettiği bu ağır yükü omuzlayabilesin ve altında ezilmeyesin. Kalk ve yere sağlam bas! Ayakların, özellikle de sağ ayağın bir pergel gibi yerde sabit olsun; adeta çivilensin, çivin sağlam olsun. Ta ki, bu zorlu dava senin omuzlarında yükselsin ve hak ettiği noktaya ulaşabilsin. "
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.