Bu gece dağ başları kadar yalnızım.
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından,
dudaklarımda eski bir mektep türküsü, karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim,
gözlerim, gözlerini arıyor durmadan; nerdesin?
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Çicekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
Attila İlhan
Ayrılık diye bişey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi nerdesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından Dudaklarımda eski bir mektep türküsü Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim Gözlerim gözlerini arıyor durmadan Nerdesin?
/Attila ilhan
Yataklarımızda ölmek de iyidir
temiz bir yastıkta
ve arkadaşlarımızın arasında.
Bir kez olsun
ellerimiz göğsümüze kapanmış,
boş ve solgun,
çiziksiz, zincirsiz, bantsız
ve belgesiz ölmek iyidir.
Temiz bir ölümle ölmek iyidir,
gömleğimizde deliksiz
ve kaburgalarımızda delilsiz.
Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla,
ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında,
çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda,
arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan,
tarihe aldırmadan,
dünyayı öylece bırakarak,
bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak
ölmek iyidir.
Seninle beraber izlediğim o gökyüzü şu an kafamın üstündeki ile aynı değil, eminim
Tutuyor ama,tenin değil elimdeki
Gözlerimi çevirdiğim yerde olman gerekirdi,nerdesin?
Dönmem gerek bu yoldan sana,sahi bekler misin ki beni?