Çocuğa Şiddet
Küçücük yüreği ile korkarak sindiği yerde uyuyakalmıştı. Annesinin kendisini çok sevdiğini biliyordu ama neden hep bağırdığını ve canını yakacak şekilde vurduğunu bir türlü anlayamıyordu. Kendi kendine daha çok küçüğüm, sadece altı yaşındayım ama büyüdüğüm zaman anneme bunları soracağım; belki de sormam çünkü üzülebilir. O beni çok seviyor, nasıl bilmiyorum ama seviyor. Fatma teyze Zeynep'i sürekli öpüyor canım diyor, ömrüm diyor. Oysaki annem bana sadece Elif bazen de şeytanın dölü diyor. Keşke Fatma teyzenin kızı olsaydım neden bunu istiyorum onu da bilmiyorum. Annem beni seviyor, ben onun dediğini yapmaya çalışıyorum. hiç bağırmıyorum, ağlamıyorum, bir tane oyuncağım var onu da hep elimde tutuyorum. kızar diye yere bile bırakmıyorum. Annem bana bağırdığı zaman çok korkuyorum. beni döveceğini biliyorum. O çok yoruluyor, babam nerede bilmiyorum. Bir kaç kez sordum çok kızdı ben de artık sormuyorum. Annem yüzüme vurduğunda orası değil ama karnımın üstünde bir yer daha çok acıyor. İçimde bir yer. Orası neresi henüz bilemiyorum. Soramıyorum da. Sadece çok korkuyorum. Annem beni bugün yine dövdü ve yine üstümü ıslattım. Çünkü o bağırarak bana vurmaya çalışınca annem olmuyor başka bir şey oluyor. Yüzü annem gibi olmuyor .Ben ona ne yaptığımı bilmiyorum ki.... Ama o benim annem beni seviyor... En çokta beni sevdiği için canım yanıyor...
Belki de sevmek sen demeksin, sen demek sevmek demek. sevmek istersen buradayım. orası neresi diye sorma. burası senden gidemediğim yer.. ~Ahmet Batman
Reklam
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı. İç ses diye söylendim, Ardından Yıldırım Gürses... Aptal aptal güldüm bir de buna. Ayşecik
Kısa bir hikaye... Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir kapı, beyazlar içinde bir kadın. Adam kadına sordu: “Burası neresi?” Kadın ona gülümsedi: “Cennet, efendim. “ Adam sevindi, kapıya yürüdü. Ama kadın onu birden durdurdu: “Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Onları içeri almıyoruz.” Adam kadına; ‘‘Ama o benim en yakın dostum’’ dedi. Nafile, ‘‘Giremezsiniz!’’ cevabı verildi. Bırakmadı yılların dostunu. Gerisin geriye döndü. Bu kez tozlu çamurlu bir yola girdi. Karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapı ve önünde bekleyen yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı. Adam sordu; “Arkadaşımla birlikte bizi kabul eder misiniz? ’’Dede“ Tabii...” cevabını verdi. Girdiler içeri. Yüzlerce ağaçtan birinin altına köpeğiyle yerleşti. Dedeye yine seslendi; ‘‘Burası neresi?” Yaşlı adam “Cennet” cevabını verdi. Adam şaşırdı: ‘‘Nasıl olur! Az önce muhteşem bir kapıya gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler!” Dede, “Şu rengarenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi? Orası cehennem!” dedi. Adam iyice şaşırmıştı. Dede gülümseyerek devam etti; “Onlar, kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakıp bırakmayacağının sınavını yaptılar sana!’’ ALINTIDIR
Gülse Birsel
Kendinizi dinlemeyin: Beyninizde buluttan nem kapan, vesveseli, geveze ve drama seven bir teyze oturuyor. Onu dinlemeyin. He deyin geçin. Müzik açın, kitap okuyun. Su, yatağını bulur efenim! Yarın ne giyeceğinizin planı bile bazen tutmuyor, hayatınızın geri kalanını planlamak nasıl bir ukalalık.! Kendinizi rüzgara bırakın, akıntıya karşı yüzmeyin. Ne yerseniz yiyin: Asla yediğiniz tavuğun özel hayatında neler yaşadığını öğrenemeyeceksiniz. Ne kadar gezdi dolaştı, ne kadar pinekledi, ne stres yaşadı bilemeyeceksiniz. İçtiğiniz sütün kaynağı olan inek ne yedi, emin olamayacaksınız. Ekmeği, şekeri filan azaltın ama gerisini bırakın dağınık kalsın. İçtiğimiz sütün nereden geldiğiyle ilgili duyduğumuz endişe, sağlığımıza o sütten çok daha fazla zarar veriyor, o noktaya geldik..! Dünyanın her yeri feci, bir şey kaçırmıyorsunuz: Türkiye’nin çivisi çıktı, gidelim buralardan diyenlere: “Nereye yav, karpuz keseceedik..?” Hakikaten, öncelikle bir düşün, seni neresi istiyor.? O isteyen yeri sen istiyor musun, yani ilginiz karşılıklı mı? Bütün bunlar tamamsa, bir de bak bakalım orası buradan daha mı güvenli? Emin misin? Bence o kadar abartma, dev kararlar verme. Gurbetçilere gurbetin ne demek olduğunu bir danış, dinle. Sonra da çık bir dolaş, vapura bin gez, bir çay iç, açılırsın..
Gülse Birsel
Kendinizi dinlemeyin: Beyninizde buluttan nem kapan, vesveseli, geveze ve drama seven bir teyze oturuyor. Onu dinlemeyin. He deyin geçin. Müzik açın, kitap okuyun. Su, yatağını bulur efenim! Yarın ne giyeceğinizin planı bile bazen tutmuyor, hayatınızın geri kalanını planlamak nasıl bir ukalalık.! Kendinizi rüzgara bırakın, akıntıya karşı yüzmeyin. Ne yerseniz yiyin: Asla yediğiniz tavuğun özel hayatında neler yaşadığını öğrenemeyeceksiniz. Ne kadar gezdi dolaştı, ne kadar pinekledi, ne stres yaşadı bilemeyeceksiniz. İçtiğiniz sütün kaynağı olan inek ne yedi, emin olamayacaksınız. Ekmeği, şekeri filan azaltın ama gerisini bırakın dağınık kalsın. İçtiğimiz sütün nereden geldiğiyle ilgili duyduğumuz endişe, sağlığımıza o sütten çok daha fazla zarar veriyor, o noktaya geldik..! Dünyanın her yeri feci, bir şey kaçırmıyorsunuz: Türkiye’nin çivisi çıktı, gidelim buralardan diyenlere: “Nereye yav, karpuz keseceedik..?” Hakikaten, öncelikle bir düşün, seni neresi istiyor.? O isteyen yeri sen istiyor musun, yani ilginiz karşılıklı mı? Bütün bunlar tamamsa, bir de bak bakalım orası buradan daha mı güvenli? Emin misin? Bence o kadar abartma, dev kararlar verme. Gurbetçilere gurbetin ne demek olduğunu bir danış, dinle. Sonra da çık bir dolaş, vapura bin gez, bir çay iç, açılırsın..
Reklam
221 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.