Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nesb

Nesb
@nesbr
boşluktaki meşguliyet
39 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
"Kim bilir ne zaman dinecek bu gözyaşları? Bu merhametsiz koşu ne zaman bitecek? Anlasana; yoruldum artık. Sensiz hiçbir şeyin değeri kalmadı gözlerimde. Bir an önce bu koşu bitsin istiyorum. Düşünsene, bütün saatler durmak için o anı bekliyor. Sonu duyuracak kampana çalsın artık. O anda tanıdığım seyirciler ayağa kalksın. Muhteşem bir son olsun bu. Duyduğun zaman içinde bir şeyler burkulsun ve gözyaşlarının en güzeliyle dolsun gözlerin. Benim ağlanmayacak bir yerde olduğumu düşün ve artık sen ağla. Yokluğuma, sevilmemişliğime, anlaşılmamışlığıma..."
Sayfa 191
Reklam
"Görüyorsun ya; ona bir an için de olsa seni kaybetmenin acısını tattıramayacaksın. Çaresizliğin bu kadar derin işte!"
Sayfa 185
"Birbiriniz için yaratılmamışsınız. Apayrı dünyalarınız. O hep yalan söylüyor sana. Sen nasıl yıllardır onu aramış ve bulmuşsan; o da bir başkasını arıyor. Belki yarın bulacak, belki de hiç bulamayacak. Ne değişir? Sen değilsin onun aradığı."
Sayfa 181

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Belki de bu son diyerek Amazon’un o yabanıl çocukları gibi her yanımda kayaların keskin pürtüklerini hissederek bırakacağım kendimi bir uçurumun dibinde küçücük gözüken denize, gözlerim rüzgârdan yanacak ve şehvetle titreyecek içim. Suya çarptığımda ince bir ok gibi saplanacağım derinlere ve eğer çıkabilirsem yeniden suyun üstüne, ıslak sakallarımla gülümseyeceğim ve edepsiz bir oğlan çocuğu gibi övüneceğim size, ‘hayatımda hayatımdan daha kıymetli şeylerim var’ diye.”
Sayfa 15
“Var olan bişey varsa o da yokluğun senin”
Sayfa 81
Reklam
“Ne sen ne patiska ne şeker ne özgürlük Martıları seyrediyoruz artık O şekere patiskaya özgürlüğe O sana benziyen güzelim martıları”
Sayfa 38
"Na'aptım biliyor musunuz Reis Bey Tuttum insanları sevdim"
Sayfa 23
“Sevdamızın ipinde cirit oynayan cambaz Şimdi bir kör satırdır içimizde,”
Sayfa 6
“duygularının fırtınaya tutulmuş yaprak gibi olduğunu, varlığının en temelden sarsıldığını söylüyor, bu yüzden müzik dinleyemiyordu.”
Sayfa 277
“İnsanların kendi milletini veya kendi inancını diğerlerinden daha üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada!”
Sayfa 217
Reklam
“İstanbul İstanbul’du işte. Zalim, tehlikeli, ama bir o kadar da güzel.”
Sayfa 209
“Her zaman olduğu gibi, cehenneme giden yollar iyiniyet taşlarıyla döşenmişti.”
Sayfa 205
"Şimdi ben yalnızım. İstanbul yalnız. Konyaaltı yalnız. Sevgi, yoksul. Öfke, aptal. Merhamet, kimsesiz. Şimdi hepimiz, elimizde bir ölü dünya, koşa koşa bütün iyilikleri unutmaya çalışıyoruz."
Sayfa 77
“Düşünüyordum da, şu hayat dediğimiz şeyin ne hoş ödülleri vardı; şuna buna hınç duymak, kin beslemek ne kadar yersizdi ve dostluklar kurabilmek ve kafa dengi kişilerle birlikte olabilmek ne kadar gıpta edilecek bir durumdu…”
Sayfa 17
"Anlamıyorum -dedi- acı nasıl güzel oluyor böyle, nasıl haz veriyor insana."
Sayfa 48
259 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.