Nesini söyleyeyim nesini
Ömür üç günlük değilmiş
üç saniyeymiş.
Balkonda limon ağacim üzüm asmamiz
Ah çiçeklerim
Güzel günlerim hayallerim beklentilerim
...
Rahmetli babaannem kıyamadığı evini evimizi sonsuzluğa uğruyoruz
Nesini söyleyeyim ben
Binlerce mezar kazılmış
Bir gece içinde
Kefen yetmemiş
Sarmışlar çaputa
Öyle sırlamışlar toprağa
Ben Annemin mezarına gitmedim
Haber bile vermediler bana
Ben Hastane köşelerinde
Duvarlarla ağladım
Nesini söyleyeyim ben
Annem gitmiş
Ben görmedim
...
“Nesini söyleyeyim, nesini anlatayım, nereden başlayayım, nerede bitireyim bilmem; böyle dile gelmez şeyleri insan kulağıyla değil, yüreğiyle duyabilir ancak...”
Nesini söyleyeyim canın efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kırılmış kolumuz bizim
Sefil irençberin yüzü soğuktur
Yıl perhizi tutmuş içi kovuktur
İneği davarı iki tavuktur
Bundan gayrı yoktur malımız bizim
Şarkışlalı Serdari
“Nesini söyleyeyim, nesini anlatayım, nereden başlayayım, nerede bitireyim bilmem; böyle dile söze gelmez şeyleri insan kulağıyla değil, yüreğiyle duyabilir ancak.”
Zülfü Livaneli