Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sefa

Sefa
@neuronwithahat
Bir başkası olsa, derler ya, "içini döktüğü için" rahatlardı... Ben rahatlamadım! Öfkeliydim, kendime karşı öfkeliydim. Bana hep böyle olur. Kelimelerin tadını unutacak kadar uzun süre susarım ve birden bent yıkılır, içimde ne varsa, tuttuğum ne varsa boşaltırım, bitmez tükenmez bir gevezelik başlar; daha çenemi kapamadan pişman olmuşumdur bile.
Reklam
“Hiçbir zaman kendi kendini görmemeye özen göster. Çünkü, nasıl olsa kendini başkalarının seni gördüğü gibi tanımayı beceremeyeceksin. Kendini, yalnızca kendi kendin için tanımanın ne yararı var? Aynanın sana geri gönderdiği imgeye niçin sahip olman gerektiğini artık anlayamayabilirsin.”
Sayfa 205Kitabı okudu
ama gelecek, geçmişin duvarlarının ardında değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gördüğünüz gibi, tam bir bilinçle deliliğin ana yolu üstünde yürüyordum…
Bir şekilde bu suskunluğa son vermek gerekliydi. Ancak incelikle örülmüş yalanlar bir şekilde yıkılır da gerçek olanca açıklığıyla ortaya çıkar korkusuyla kimse buna cesaret edemiyordu.
Reklam
Bir insana, olduğundan ötesini bilmekten daha fazla acı veren hiçbir şey yoktur... Ve kaderini görmekten daha büyük bir lanet de yoktur.
Sınırlarını tartış, onların gerçekten senin olduğundan emin ol.
"Mutluluğun bir başkasının yapacağı şeye dayanırsa sorunun vardır sanırım."
Herhangi bir yaşamda tek yükümlülüğünüz kendinize karşı dürüst olmaktır. Başkasına ya da başka bir şeye dürüst olmak sadece imkansız değil, aynı zamanda sahte bir mesihin belirtisidir.
Galileo'nun bu konuda sözleri daha veciz: "Ne yazık" demiş, "kahramanlara ihtiyacı olan ülkelere".
Reklam
Gerçek hayatta da böyle olmaz mı? Olaylar gönlümüze göre gidince, onları biz böyle yürütüyoruz, sanırız. İnsanoğlunun mutluluk budalalığı işte... Ama olaylar bizim isteklerimize karşıt çıkınca, acı gerçek kafamıza dank eder.
Benzer İşler :)
Evet... Televizyon izliyorlar, evlerinde internetleri var, cip kullanıyorlar, oy veriyorlar ama hala kara kedilerden korkuyorlar. Yaşasın Fransa.
Sayfa 210Kitabı okudu
- Bütün bunlarla yaşamayı nasıl beceriyorsun? - Ölmediğin zaman, yaşamayı seçmek zorundasın…
Suçlayacak birilerini aramayı bıraktığınızda, problemleriniz, gittikçe daha da büyüleyici bir hal alıyor.
Kime kızgınsın? Arzu ettiğin gibi biri çıkmadığım için bana mı, yoksa bunu bu zamana kadar görememiş olduğun için kendine mi?!
"Sana birkaç soru sorabilir miyim, Büyükanne?" diye sormuş Vasalisa. "Sor" diye emretmiş Yaga, "ama unutma, çok fazla bilgi, insanı çok çabuk yaşlandırabilir."
Reklam
İnsanlar mazeretlerini hikayelerden daha iyi bilirler. Ne de olsa mazeretler her gün kullanılır, hikayelerse gerekmedikçe kullanılmaz.
Sayfa 135Kitabı okudu
Ceset ve mezar, soyut bir kavramın gerçeklik kazanmış halleridir. Bir duyguyu simgelerler. Acının yerleştiği, toplandığı yer burasıdır.
…elveda, senin gibi çok uzun zaman inatla umut eden ve sana benzeyenler: Zaman elini sizden daha çabuk tuttu, sizinse artık her şeye yeniden başlama hakkınız yok.
Bir sayfa, böylece, yavaşça çevrildi ve tüketilmiş günlere eklenerek öbür tarafa geçti, şimdilik biriken sayfalar ince bir cilt oluşturmakta ama buna karşılık kalan sayfalar bitmek bilmez bir hacim sunmaktadır. Ama yine de biten bir sayfadır, teğmenim, yani yaşamın bir parçası.
Hep başkaları gibi davranırdım çünkü korku ve özgürlükten payıma düşenle kalabalığın içinde tek başına duracak gücüm yoktu.
"İşinin gücünün başına dön yavrum, yapacak bir şey yok burada artık," dedi. Ölümü kimse daha iyi anlatamazdı.
Reklam
Ben çocukluğumdan beri, hayatı annemin ölümüne kadar sanmışım, onu anladım ben de. Sanki o ölünce "Son" yazısı çıkacak ve biz de, cennet mi cehennem mi, nereye gideceksek oraya gitmek üzere nakil araçlarına bindirilecektik. Şu ağzı burnu yumruklanası "ölenle ölünmüyor"cular olmasa, farkına bile varmayacaktım annem ölünce, hepimizin ölmüş sayılmadığının.
Sayfa 104Kitabı okudu
"İnsanlar hızla seyahat ediyor, bilgileri görgüleri artıyor... Ama yabaniler hep yabani kalıyor, daha iyi makineler icat etseler de içlerinde hep bu yabaniler olacak."