Boşuna değil
Her dakika seni hatırlayışım
Boşuna değil her akşam içime bir garipliğin çökmesi
Bu şehrin bütün sokaklarında
Yana yakıla seni aramam boşuna değil
Boşuna değil pazarları sevmeyişim
Durup durup içimin kararması
Gözlerimin dolması apansız
Boşuna değil
inan boşuna değil sevdiğim
Bu dalıp dalıp gitmeler
Bu dayanılmaz özlem
Bu sevda boşuna değil
Ümit Yaşar Oğuzcan
Çocuğu için bir evliliğin içinde kalmaya devam eden ebeveynlerin şunu anlamasını çok isterdim, fiziksel olarak bir yerde durmanın önemine inanırken çocuklarını daha korkunç bir mutsuzluğun içine hapsediyorlar ve onların ileride kendileri gibi mutsuz ilişkiler kurmalarına ve hatta o döngüde sıkışıp kalmalarına yol açıyorlardı.
İnsan bazen geri dönmek istediği o yere dönemiyordu. Ne geride bıraktığım yer aynıydı ne de ben. İnsanlar dönüşüyorsa, mekânlar dönüşüyorsa... Benim geri dönemediğim yer neresiydi?
İnsan sevdiğini zihninde yaratır, elleriyle şekillendirir, kalbiyle sever. Başkaları size "Ne buldun şu adamda" der, oysa bir şey bulmanıza gerek yoktur. Neden sevdiğinizi bir türlü bilmediğiniz o adam ya armağanınızdır ya da imtihanınız.
Her karşılaşmanın mutlaka bir sebebi vardir. Karşımıza çıkan her şey mutlaka bir sebepten dolayı çıkar. Bazen bize bir şey öğretir, bazen de biz onlara ögretiriz. Bazen bir ders, bazen bir ceza... Ama hep bir imtihan."
Uzağımızdayken çok sevdiğimiz, kavuşmak istediğimiz ama yakınımıza gelince içimizi huzursuzlukla kaplayan, değersizleştirdiğimiz her şey gibi dünyanın en güzel kokulu çiçeği de yanında oturan çocuk için önemini yitirmişti.