Tüm yaşamı boyunca dünyayı her gün bir çocuk gibi yeniden keşfeden bir insan olarak yaşamayı ilke edindi. Hiçbir zaman erişkinlerin ve yaşlıların önyargılarını, taraf tutmalarını, yalanlarını kabul etmedi.
Doğduğunuz ülkeyi seviniz
Benim gibi ve tüm Slavların sevdiği gibi
Onu elde etmek için savaşmak zorunda kaldık
Ve gereksiz sözlerle değil, hayatlarıyla
Onun yumruğunu ve kalkanını yaratanların
Gömütleri hâlâ tazedir
İşte her zamanki inancım için
Yeniden acı çekmem gerekseydi,
Düşman yeniden damların üzerine
Ateş yağmurları yağdırsaydı
Ben de şöyle derdim: İnsanlar sizi severdim*
Ey güzel evren, seni seviyorum
Sizi seviyorum, uyanın uyanın sürekli uyanık olun
Ve yaylım ateşi çınlasın. O beni korkutamaz
*Tıpkı Julius Fuçik'in idam edilmeden önceki sözleri gibiKitabı okudu
Biliyorum küçük köyü
Tıpkı bir zamanlar olduğu gibi
Sadece altmış iki ocağın tütüyor
Birkaç yıl sonra yüzünü tanıyabilecek misin
Kirpilerin, farelerin, yarasaların
Tavukların, sümüklü böceklerin, sineklerin ve vızıldayan
arıların
Ve sisinle birlikte bülbülün şarkısı
Yalnızca çayırkuşunun şarkısı onunki kadar güzeldir
Sıkıntı ve uğraş içersindeki köylülerin zevk alamadığı
Her şey Devedikenlerin, çiçekli kırların
Şairin dizelerine işlediği her şey
—bugün de onun gözlerinin önünde serili olan her şey —
Tüm bunlar neşe yaratacak
Tüm bunlar hüznü yenmeye yardımcı
Ortaçağın mağrur kaleleri gibiydi o.
Tek sözcük okunurdu armasında: Onur
Köklerini toprağa salardı, yapraklarını yıldızlara.
Tüm Bohemya beyleri, o boynu vurulmuş beyler tüm,
eski şehrin şanları şerefleri,
kan kardeşleriydiler onun, ikiz kardeşleri.
Bükemezdi hiçbir şey onun belini, ne hayat ne ölüm.
Hayatı da ölümü de iyi bilirdi, hem