"Çok yalnızım, mutsuzum
Göründüğüm gibi değilim aslında
Karanlıklarda kaybolmuşum
Bir ışık arıyorum,
bir umut arıyorum uzun zamandır
Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
Kimse duymuyor çığlıklarımı
Duyan aldırış etmiyor
çekip kurtarmak istemiyor
Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
Ümidimi yitirmişim
Biliyorum bir gün dayanamayacak
küçük kalbim
Arkamı dönüp inandığım ve
güvendiğim her şeye
Veda edeceğim."
"Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez
yollarıma kuş konmasına?
'Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna'
bir çocuk demiş."
ÖLÜM VE ÖZGÜRLÜK
Belki de yaşadıkları kasvetli derin duygular olmasaydı, böylesine kuvvetli kalemleri, şiddetli söylemleri, sarsıcı duyarlılıkları olmazdı.Dünyaya, acılarını, öfkelerini ,isteklerini, hayal kırıklıklarını şiirsel bir dille haykırarak özgürleştiler, ölümü seçtiler. Kurguladıkları romanlar gibi kendi yaşamlarının sonunu da kendileri
Biz neden kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz?
|Kırmızı Kahverengi Defter - Nilgün Marmara (12 Şubat 1958 - 13 Ekim 1987)
Yeryüzünün tüm bağırsakları uzunluğunca umutsuzluğumuz içerde labirentin karmaşıklığı boyunca katlanan bir saldırma ve saldırılma korkusu.
|Kırmızı Kahverengi Defter - Nilgün Marmara (12 Şubat 1958 - 13 Ekim 1987)
Çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte!
|Daktiloya Çekilmiş Şiirler, Nilgün Marmara (12 Şubat 1958 - 13 Ekim 1987)