Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

bir sahafçının kızı

Caddelere çıkmak, doymak bilmediğim sokaklara bakmak, yeni köşeler keşfetmek, yabancı insanları seyretmek, doyumsuz yaşamı gözlerimden yüreğime indirmek istiyorum.
Reklam
İşte şimdi o ilerilere itilen, gelecekteki yaşamın içindeyim. Artık kimse beni hiçbir şeye hazırlayamıyor.
Yaşamın en güzel anı. Denizlerle, kumsallarla, rüzgârla, yeryüzü ve gökyüzüyle birlikte varoluşu derinden duyduğum an. İki insanın birleşmesiyle kutsallaşan bu an. Sonsuzluk. Varoluşun tüm zamanların uzlaştıran bu an. iki insanın birleşmesindeki sonsuzluk özü olmalı insan yaşamının. Özü olmalı güneşin. Özü olmalı sevişmeyi duyan ve duyuran gücün. Bizi saran sıcaklığın. Soğuyan gecelerin. Ve geceleri gökyüzünü bürüyen yıldızların. Akdeniz'in üzerini kaplayan mavi gökyüzünün özü olmalı bu birleşme. Bu ıslaklık. Sonsuza dek varan, yaşatan, sonra yaşamı uzaklara, Akdeniz’in kıyılarda beyazlaşan dalgaları ya da yeşil durgunluğu gerisindeki ufuklara iten gücün.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi?
Sayfa 16 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bir daha hiç rastlamadım sana, hiçbir yerde hiçbir yazda Düşünüyorum aradan tam on üç yıl geçmiş On üç yıl önce içinde uyanan o isteğin anısı saklı duruyor mu sende? Birden adını hatırlamadığımı fark ettim bu şiiri yazarken, ama terasta çırpınan havlunun rengi hâlâ gözlerimin önünde On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendi kendime. Sonra anladım: Bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde
Sayfa 33 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
sevişmek için değil yaşamak içindir çıplaklığın önemi
Sayfa 62 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak?
Sayfa 18 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Münevver'den Mektup Aldım, Diyor Ki
... En iyisi ağaçlar, ağaçlar anılardan uzun yaşar... Git orda en yaşlı kestanenin altına otur bir gün. Her şeyi unut, ayrılığımızı bile, sade beni düşün.
Sayfa 85 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Otobiyografi
... kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların kimi insan ezbere sayar yıldızların adını ben hasretlerin ...
Sayfa 103 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Müzmin bir ateist yetistirmek istiyorsan," dedi McAllister, “Ona katı bir din eğitimi ver. Her zaman işe yarar.”
Reklam
Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hâlâ bilmeyeceklerdi.
Sayfa 145Kitabı okudu
Ondan bu kadar ısrarla kaçmasında bile bir fevkaladelik vardı.
Sayfa 112 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Her ne kadar kan akışı dursa ve ertesi gün bedenin uzuvları dağılmaya başlasa da ölümden sonra bir süre daha saçlar ve tırnaklar uzuyordu. Duygu ve düşünceler de kalbin durmasıyla yok oluyor muydu, yoksa damarlarda kalan kanda belirsiz bir hayat mı devam ediyordu? Ölüm hissi tek başına bile korkunç, kaldı ki bir de öldüğünü düşünenlerin hisleri!.. Tebessümle ölen yaşlılar vardır; ölüm uykusuna yatar gibi ya da sönen bir kandil gibi. Ama ansızın ölen, bedeninin tüm gücüyle ölüme karşı duran bir genç ne hissedebilir?
Eğer gökyüzünde herkesin bir yıldızı olduğu doğruysa, benim yıldızım uzakta, karanlık bir boşlukta olmalıydı. Belki de benim yıldızım hiç olmamıştı.
Sen eğer aklı başında olsaydın “Yıldızlar işaretler gönderiyor ve her biri çok korkunç!” dediğimde bana dönüp de şu cevabı vermezdin “Gece harika bir şeydir!”
“Kolay olmasa bile , madem ki birbirlerini seviyorlar, özellikle bunun için bu evliliği bozmak gerekiyor.” Sonra birden bütün umutsuzluğunun, acısının taşıveren hamlesiyle bu kere o haykırarak : “Ama Yarabbi! Anlasanıza, ölüyorum. Onların gözümün önünde seviştiklerinden, gözümün önünde... Ben işkenceler içinde kıvranırken, onların mutluluğundan ölüyorum...” Bu engellenememiş bir feryattı, bu feryattan sonra bütün kuvvetleri söndü, artık gizlenmeye kuvvet bulunamayan bir taşkınlıkla annesinin dizlerine atıldı ve hüngür hüngür, bu korkunç azapta ilk kez olarak bol bol, ağladı, ağladı...
Sayfa 380 - BihterKitabı okudu
Reklam
Özgürlüğünüz, sınırlarınızın gücü kadardır
Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir.
Sayfa 12 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Behlûl kendi kendisine diyordu ki: “Dikkat! İkinci düşüş hemen her zaman birinci düşüşten daha zor, daha naziktir. Birinci düşüşten sonra buhranlar, ıstıraplar, bütün bir kadını sizden kaçıran o şeyler vardır. Kadınlar genel olarak ikinci düşüşe engel olmakla ilk düşüşün günahını bağışlatmış olacaklarına inanırlar. Bu dönem sırasında onlara ya yeniden rastlantıyla sahip olmak ya da onlara karşı kayıtsız kalmak gerekir. Kadınlar izlendikçe rahattırlar. Sizin hâlâ onlarla meşgul olmanız, hâlâ onların arkasında koşmanız genel olarak kalplerinin ihtiyacını doyurmaya yeter; fakat kayıtsız kalmanızı asla bağışlamazlar ve o zaman o ilk düşüşten sonra onlar sizi izlerler.”
Sayfa 207 - BehlûlKitabı okudu
“Ağlayınız çocuğum!” dedi. “Öyle zamanlar olur ki gözyaşları mantıktan fazla esenlik verir.”
Sayfa 149Kitabı okudu
Şu andaysa yaşama hâlâ bağlı olduğumu biliyordum, yaşamın gerçek yanının -bunu başka nasıl ifade edebilirim ki- sahici yanının, çarpıtılmamış yanının içimde filizlendiğini rahmindeki çocuğun ilk kez kıpırdadığını duyan bir kadının doygun mutluluğuyla hissettim.
Unutmayalım ki, dünyadaki en korkunç şey, ümidini kaybetmektir.
Sayfa 248Kitabı okudu