Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nisanur Memişoğlu

Nisanur Memişoğlu
@nisanurmemisoglu
𐱅𐰇𐰼𐰚 omnia fui, nihil expedit.
T.C Sağlık Bakanlığı - Hemşire
İAÜ-İNÜ
23 Nisan 1997
162 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Bizim bu işte büyük bir şansımız da, milletin bu gerçek askerleri bulması, kendi bağrından çıkarması oldu…
Sayfa 453 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Reklam
Ama bugün bile oraları dolaşanlara, bu çorak dağların havasında, binlerce ve binlerce şehitlerin son nefesleri hâlâ duyuluyormuş gibi gelir. Ve geceleri dağlarda dolaşan çobanlarla, dağ yollarından geçen yolcular; mesela Duatepe üzerine, zaman zaman gökten nur yağdığını anlatırlar. İnanırsınız. Çünkü her bastığınız toprak parçası bir şehit mezarıdır.
Sayfa 452 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Hele insan unsuruna gelince, eşekle, kağnıyla, yahut da sırtlarında cephelere cephane taşıyan kadınlardan, dağdaki asker kaçağını cephelerde vatan kahramanı haline getiren teşkilatçı ve sabırlı adsızlara kadar, bütün bu binlerce ve binlerce gayretler, mihnetler ve sonu gelmez alın terleri ile gözyaşlarıdır ki, beş on bin derme çatma Harb-ı Umumî artığı insandan, 200.000 kişilik silahlı, 2982 makineli tüfek ve 442 topluk muzaffer orduya ulaşan çetin ve kanlı yolun kaldırım taşlarını döşemiştir. Şimdi biz geriye baktığımız zaman bu yolun izleri belki pek göze batmaz. Ama bizim bugün bulunduğumuz noktaya, Mustafa Kemal’in nesli, işte o taşların her birine kendi kanlarından, kendi gözyaşlarından ve alın terlerinden bir şey bırakmışlar, bir şey katmışlardır…
Sayfa 413 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü umumî harbin vatan müdafaasıyla ilgili olmayan birçok safhalarında, mesela Falih Rıfkı’nın Zeytindağ eserinde dediği gibi: “Mehmetçiği biz, kumarda kaybettik…”
Sayfa 404 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Türk milleti bir ordu milletti. Onun bu vasfı, Türklerin tarihi ile başlar.
Sayfa 395 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Reklam
(…) Bu zat İstanbul’daki İngiliz Kuvvetleri Kumandanlığına tayin olunan General Sir Charles Harrington’a 14 Aralık 1921 tarihli mektupta şöyle yazıyordu: “Yapacağımız en doğru hareket, İstanbul’dan çıkıp gitmek ve Türklere dost olmaktır. “En doğru İngiliz politikası, Mustafa Kemal’le dost olmaktır.”
Sayfa 392 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Yunanistan’daki İngiliz Elçisinin bir raporundan: “Yunanlıların şahsiyeti ilgi çekici değildir. Türk karakteri ise İngiliz duygularına daha yakındır.” Bilhassa İngiltere Harbiye Nezareti’nde Mustafa Kemal’e karşı hürmet duygusu süratle yayılmaya başlamıştı. Lord Curzon şöyle diyordu: “Şu menhus İzmir çıkarmasından beri, her Türk, Mustafa Kemal’in temsil ettiği yurtseverlik davasına derin sempatiden başka bir duygu besleyemez.”
Sayfa 391 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Mustafa Kemal...
“— Bir millet, varlığını ve istiklâlini sağlamak için, düşünebilen bütün teşebbüsleri ve fedakârlıkları yaptıktan sonra ve fedakârca teşebbüslerine devam ettikçe başarısızlık söz konusu olmaz.”
Sayfa 363 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Milli sınırlar içinde egemen ve başka bağımsız ülkelerle eşit bir siyaset, Mustafa Kemal’in ve Milli Mücadelenin Türkiye’ye getirdiği yeni bir anlamdır.
Sayfa 355 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Kısacası; bu isyanların asıl ve baş suçlusu, hiç şüphe yok ki eski Osmanlı İmparatorluğunun çöküş devirlerinin nizamıdır. Kaynaşmamış ırklar, asayişsiz ülke, sonu gelmez askerlikler, şekavetin meslek haline gelişi, feodal kalıntılar, özellikle Türk nüfusunun lüzumsuz harplerde ve bizim olmayan ülkelerde israf edilişi, buna karşılık bütün külfetlerin Türk nüfusuna yükletişi, adaletsizlik, rüşvet, soygun ve halkla hükümetin hiçbir zaman kaynaşamayışı, 1920 isyanlarının sosyal ve psikolojik örgüsünde etkilidirler.
Sayfa 317 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Reklam
Bu “basit” insanlar hâlâ ülkemizde varlar, hepimiz biliyoruz.
Birçok yerlerde, ağalık, beylik, hanedanlık davaları insanları sürüklemiştir. Bu arada asker olmamak, fakat silaha sarılmak, başına buyruk olmak, köylerde, kasabalarda renk renk giysiler, üstüne kamalar, tabancalar, fişekler kuşanıp omuzda silah dolaşmak zevki, yani ya hükümetsiz bir nizamın ya da hükümete kafa tutmanın ilkel özlemi basit insanlara hâkim olmuştur.
Sayfa 316 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Anadolu isyanlarında yalnız gerici tesirler işlemiştir. Din ilkesi, dindar olmaktan ziyade cahil olan alt tabakalarda alabildiğine sömürülmüştür. Ne devlet, ne Halife ce Padişah hakkında en basit fikirleri olmayan kara kalabalıklar, hatta katiller, eşkıyalar, soyguncular ve nizam düşmanları; dinin ya da Halifenin emirleri, fetvaları peşinde ayaklandırılabilmişlerdir.
Sayfa 316 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Eğer ihtilâl, yahut ayaklanmalar, yeninin, gelecek nizamın tohumlarının yeşermesi, filizlenmesi şeklinde olursa, o ihtilâl bir ileri harekettir. Yeni bir sosyal aşamadır. Çağın akışına uymuştur. Eğer toplumun içinde kımıldayanlar, eski nizamın artıkları, döküntüleri ve tarihî ömrünü yaşamış ilkeler ve organlarsa, o zaman bu ayaklanma veya ihtilâl bir irtica olur. Gericilik olur. Muzaffer olsa bile ömrü yoktur. Çünkü temeller çürümüştür ve böyle bir zaferin iğreti dayanakları er geç çökecektir.
Sayfa 315 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
İşte bu sözler Mustafa Kemal’indir: — Arkadaşlar! Hiçbir zaman baş eğmeyeceğiz. Tuttuğumuz yolda sonuna kadar yürüyeceğiz, teslim olmayacağız ve muvaffak olmaya çalışacağız. Yerli ve yabancı düşman karşısında hakkımızı müdafaa edeceğiz. Son vardığımız sınırda da eğer galebe etmek (yenmek) ümidimiz kalmamışsa, o zaman, bir Türk bayrağının altına sığınarak, orada istiklâl uğrunda canımızı vereceğiz…”
Sayfa 285 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Mustafa Kemal de bu buhranları yaşadı. Nice çileler içinde yoğruldu. Ama talihin kanadı da, yürüdüğü yolda gölgesini onun başının üstünden eksik etmedi.
Sayfa 284 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
1.220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.