Hiçbir zaman hissettiklerimi tam anlamıyla anlatamayacağımı, anlatsam da anlaşılmayacağımı bildiğimden susmayı tercih ediyorum. Yazıp yazıp siliyorum hep, cümlelerimi toparlayamıyorum. Bir şeyler yolunda değil ama inatla her şey yolundaymış gibi davranıyorum.
Bazen düşüncelerim arasında kayboluyorum ve bazen de düşünmekten kaçıyorum. Böyle nereye kadar devam edecek diye sormuyorum artık kendime.
Çünkü cevabını biliyorum.
Sadece bir köşeye çekiliyorum sessizce.
Yolunda gitmeyen ne varsa bir an önce son bulsun istiyorum...
insan ne için yaşar? Para, kariyer, iyi bir gelecek, saygı... Bu saydıklarım kişiden kişiye değişse de temelde herkesin yaşamak için veya hayatta kalmak için tutunduğu bir neden muhakkak vardır. Tolstoy bu kitabında insanın er yada geç iyiliğin peşinden gideceğini, insanların özünde iyilik olduğunu ve durum her ne olursa olsun iyilik yapması gerektiğini anlatıyor. En nihayetinde bizler için rehber olan kelime ise şüphesiz sevgi. Sahi insan ne için yaşar? "insan, sevgi ile yaşar."
sevgiyle kalın...
Davranışlarımızı kendimizle bütünleştirdiğimiz etiketlere göre belirlemek tıpkı farklı renklerle dolu bir palete sahip olup yalnızca tek bir tonla hayatı idame ettirmek gibidir.