Emre ÇELİK

Emre ÇELİK
@nobadyy
Zaten üzülmek hepimizin baba mesleğiydi.
13 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
hasımlık dostluk üzerine söylenmiş en güzel cümle :)
"Tek bir insanı bile hasım diye biliyorsanız eğer, hiç dostunuz yok demektir. İçinde düşmanlığı barındıran bir kalp dostluğun güvenli evi olabilir mi?"
Sayfa 79 - Arıtan yayınevi
Reklam
Gürültülü bir erdem sağır bir asaletsizlikten daha kötüdür
“Gıdıklayan erdemden uzak durun yoldaşlarım. Utancımızı konuşturmadığımız gibi şerefinizi de konuşturmayın. Gıdıklayan bir şeref sükunet içinde olan bir şerefsizlikten daha kötüdür. Gürültülü bir erdem sağır bir asaletsizlikten daha kötüdür”
Sayfa 88 - Arıtan yayınevi
Gelecek olan sel felaketi öncesi
“Zayıflar, zayıflara yük, güçlülere mutlu bir görevdir. Zayıfları arayın bulun. Onların zayıflığı sizin gücünüzdür. Açlar, aç olanlara açlıktan başka bir şey ifade etmez. Fakat doymuş olanlar için davet kapısıdır. Açları bulun, sizin doymuşluğunuz onların dileğidir. Körler, körler için onları tökezleten şeylerden başka bir şey değildir. Fakat onlar görenler için yol levhasıdır. Körleri bulun. Onların karanlığı sizin ışığınızdır. “
Sayfa 64 - Arıtan yayınevi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mirdad kendini açık ediyor
"Önce gözün kendisini doğru görün eğer başka şeyleri de doğru görecekseniz. Gözünüzle değil, fakat onlarla, onun ötesinde olanı görebilmek için bakın. Önce dudak ve dille doğru konuşun eğer diğer kelimeleri de doğru konuşacaksanız. Dudak ve dille değil, fakat onlarla, onların ötesindekileri de konuşmak için konuşun. Sadece doğru görür ve doğru konuşursanız kendinizden başka hiç kimseyi görmez, kendinizden başka hiç kimseyle konuşmazsınız. Her şeyin içinde ve her şeyin ötesinde, kelimelerin içinde ve ötesinde olduğu gibi, gören de konuşan da sizsinizdir".
Sayfa 41 - Arıtan yayınevi
Çakmak Bayırı
"Bu idareli yemeği paylaşabiliriz. İkimiz için de yeterince ekmek var hattâ keçilerin liderine bile" dedim. Beni hemen hemen felç eden şaşkınlığıma ilk somunu keçilere, derken ikinci ve üçüncü hatta yedinci somuna kadar hepsini onlara attı, önce bir parça kendisi için ısırarak. Yıldırım çarpmışa dönmüştüm ve kızgınlık göğsümü yırtmaya başlamıştı. Yine de çaresizliğimin farkında olarak, bir ölçüde kızgınlığımı dindirdim ve gözümdeki hayret ifadesiyle yarı yaklaşarak: "Aç bir adamın ekmeğiyle keçilerini doyurduğuna göre onların sütüyle aç adamı doyurmaya ne dersin?" diye sordum. Sonra şu konuşmalar geçti aramızda. "Keçilerimin sütü budalalara zehirdir ve bir budalanın hayatı için dahi olsa hiçbir keçimin günahkâr olmasını istemem." "Ben neden budala oluyor muşum?" "Yedi yaşamlık bir yolculuk için yanına yedi somun ekmek almandan" "Yedi bin somun mu almalıydım o halde?" "Bir tane bile almamalıydın." "Böyle bir yolculuğa tedariksiz çıkmak - senin öğüdün bu mudur?" "Yolcusuna yiyecek vermeyen yol yol değildir." "Ekmek yerine çakmak taşını, su yerine de terimim mi içmemi istersin?" "Tenin gıdan için, kanın ise suyun için yeterlidir sana." "Benimle fazla alay ettin keçilerin çobanı. Yine de karşılığını vermek dileğim değildir. Ekmeğimden yiyen beni aç bıraksa bile kardeşimdir Gün dağdan aşağı kaymakta ve ben yolumda olmalıyım. Şimdi bana zirveden hâlâ ne kadar uzakta olduğumu söyleme zahmetine katlanır mıydın?" "Kayıtsızlık noktasının çok yakınındasın."
Sayfa 13 - Arıtan yayınevi
Reklam
81 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.