Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
Helal lokma
EVLADINIZA NE ARABA BIRAKIN NE EV İBRET ALINACAK BİR HİKAYE Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici
Reklam
Mutlu mu Yıllar
30 is loadingi hissederken mutlu olan var mı acaba, neyse ki kabre koşar adım gidiyoruz artık bundan sonrası. Artık düzeltemediğim şeyler için daha erken vakit var hallolur gibi cümleler kuramayacağım lügatten birden çıktı. 26 yılda yirmi altı şey öğrenmiş miyimdir acaba, sanmam. Sadece tek bir şey farkettim sanırım 6 yaşımdaki benle 26 olan ben
1.BÖLÜM-3
Eyfel Kulesi’ne yakın bir yerde öpüşen iki çiftin yanında yapayalnız duran Efla’yı gördüğümde hayatımın aşkını bulmamla başladığını söylemeyi çok isterdim hikâyenin. Ama hikâye bu şekilde başlamıyor maalesef. Kilis’de Adnan Menderes Parkı’nın karşısında Cihan adında bir dönercinin önünde onu arkadaşı Mel ile birlikte yürürken ilk gördüğümde,
Çocukluğum anlatıyor ben dinliyorum. Hayatla tanışmam on üç yaşımda başladı sıkıntılı bir ailenin sıkıntılı bir çocuğuydum insanlar tarafından hor görülen itilen dalga geçilen istenmeyen bir çocuktum on üç yaşımda babamı kaybetmemle başladı her şey babamın mezarındaki çiçeklere her gün su vermek için evden 1 saat erken çıkmamla başladı hayat ben daha on üç yaşındaydım hayat beni çekti aldı karşısına zaten sıkıntılı bir ailem sıkıntılı hayatım yokmuşcasına hayat çekti aldı beni karşısına. Gençliğim anlatıyor ben dinliyorum. Alkol ve uyuşturucu ile tanışmam on dört yaşımda başladı hayat karşısında ne yapacağını bilmeyen insanlar kendilerine böyle boktan alternatifler sunuyor doğru ya da yanlış ben de o yaşlarımda başladım arkadaşlarımın ot dedikleri boş bir sigara kağıdına sardıkları esrar beni birkaç saatliğine dünyanın en mutlu insanıymışım gibi hissettiriyordu ta ki yere çakıldığımda tüm gerçekler yüzüme vurana kadar sonrası hep hüsran sonrası hep acı sonrası biraz müptezelce sonra bir arkadaşımın bana getirdiği şeker diye nitelendirdiği ekstazi hap ile devam etti serüvenim bir kereden bir şey olmaz kafasıyla girdiğim bu yolun geri dönüşü olmadığını çok geç anladım hayatımda dolduramayacağım boşluklar ve kapanmayacak yaralar açmıştım yaşım daha 14'tü. Yaşım 25 Her şeyi geride bırakıp hayatıma temiz bir insan olarak devam edeceğime dair anneme söz verdiğim gün temizlendim ve şimdi temizim peki sen dostum neden hâlâ o yoldasın.
Onur Sevindik
Onur Sevindik
+ Efendimiz artık konuşmuyor musunuz? - Konuşuyoruz olric, biz hiç susmadık ki. Dilimiz sussa kalemimiz susmadı, o da sussa düşüncelerimiz susmadı, düşüncelerimize söz geçirmeye kalktık, gönlümüz susmadı. Ruhumuz bağlı olric sadece biraz sessizlik gerek o şekilde konuşuyoruz biz. + Efendimiz, şarkı söylüyormuş, kitap okuyormuş. - Söylüyecek tabi olric, okumayıda sever o. Bende onu okumayı seviyorum, dinliyorum olric. Duramıyor içi içine sığmıyor, onunda üzerine geliyor bazı şeyler. Hava alması lazım. Biraz içi huzur bulsun olric, benim onu anladığımı ve yaptığı hiç bir şeyin boşa gitmediğini verdiği tüm emeklerin bir değeri olduğunu bilsin. Her şey çok anlamlı olric, onu görüyorum ve bu pahabiçilemez olric. Onu anlıyorum olric, susmasındanda söylediklerinden de yaptıklarındanda, o aslında çok şey anlatıyor olric sadece dinlemesini bilmen gerekiyor. Kalbi hala çok temiz olric, kötülük yok, ruhu yorgun sadece. Olric her şey öylesine gerçek ki, daha dün gibi aklımda, o bakışını hiç unutmuyorum olric bende daha önce hiç öyle hissetmemiştim. Bırak mutlu olsun olric, özgür olsun ruhu ne isterse o olsun, ben buralardayım görüyorum olric, görüyorum. Gök yüzünde…
Reklam
çocuğum.... yaşını bilmediğim aklımla her sabah sal kayalarla kaplı çok eski bir örtmenin altından geçerek ilkokula gidiyorum... örtmenin altında ahşap ve iki kanatlı kocaman bir kapı var.... kapının işlemeleri ve iki farklı tokmağı beni eve çekiyor sanki.... yeşil rengi ara ara silinmiş ....rast geliyorsam kapı aralığından göz atıyorum içeriye
“Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.