“Yazmak şeytansı bir sevinç, resim yapmaktan daha kolay, insana kendini buldururken unutturan bir iç geçiriş...”
Sayfa 49
“Oysa yazmak, düşüncenin yıldırdığı yerde güç veriyor insana; hele doğaçlama yazmak, dökülebilmek, hıçkıra hıçkıra ağlayabilmek kağıtlara; rastgele, kuruntusuz ve beklentisiz ama en azından satır aralarındaki kokuyu alabilecek, yargılamayan bir dost okurun varlığını duyarak, aslında öyle birinin var olduğuna inanarak yazmak...”
Sayfa 47 - Can Yayınları
Reklam
Doğru ya ben kimdim. Adımı söylesem tanır mıydı? "
Cemil Kavukçu
Cemil Kavukçu
," dedim. Boş boş yüzüme baktı. Sonra da sırtını döndü.
Sayfa 83 - Can Yayınları 2.Basım Şubat 2017
Düşünün Bunu Çok!
Lütfen benim bir insan olduğumu tekrar hatırlayın; beni tutmayın, ezmeyin. Düşeceksem ezilmiş olarak değil, bir leblebi tanesi gibi düşmek istiyorum toprağa. Şunu unutmayın Sabri Bey, düşmekte olan bir kelebeği tutarsan düşmesin diye, ezersin.
Sayfa 55 - Can Yayınları 2.Basım Şubat 2017
Kendine çıkan değil, inen bir yoldayım. Son konuşmayı düşlerimle yapacağım, geceler apışıp kalacak. Sabahlar esneyip ayılınca, "Bu" diyecekler. "İşte bu! diyeceğim," topu topu üç heceydi, geceydi."
Sayfa 53 - Can Yayınları 2.Basım Şubat 2017
Yazmak şeytansı bir sevinç, resim yapmaktan daha kolay, insana kendini buldururken unutturan bir iç geçiriş; hele ki elinin altında bunaltıcı iç burkulmalarından koruyan, boğazını serinleten aslanlar gibi bir litrelik SKOL yatıyorsa...
Sayfa 49 - Can Yayınları 2.Basım Şubat 2017
Reklam
110 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.